Allahü teâlânın gazabı, günahlar içinde saklıdır!
12/05/2024 Pazar Köşe yazarı S.K
Günahtan sonra hemen tövbe etmek farzdır. Tövbeyi geciktirmek de, bu günahı
işlemekten daha büyük günahtır.
Tövbe edebilmek, Hak teâlânın büyük nimetlerinden biridir... Tövbe ve istiğfar,
kalp ile, dil ile ve günah işleyen âzâ ile birlikte olmalıdır. Kalp pişman
olmalı. Dil ile dua etmeli, yalvarmalı. Âzâ da günahtan çekilmelidir.
Şartlarına uygun yapılan tövbe mutlaka kabul olur. Tövbenin kabul edileceğinde
şüphe etmemelidir. Tövbenin şartlarına uygun olup olmamasında şüphe etmelidir.
Her Müslüman, günah işlemekten çok korkmalıdır. Ufak
bir günah işlediğinde tövbe ve istiğfar etmesi, yalvarması lazımdır. Günahları,
büyük günah ve küçük günah diye ikiye ayırmışlar ise de, küçük günahlardan da,
büyük günah gibi kaçınmak, hiçbir günahı küçümsememek gerekir. Allahü teâlânın
gazabı, günahlar içinde saklıdır. Küçük sanılan bir günah, Allahü teâlânın
gazabına sebep olabilir. Tövbe edilmeyen herhangi bir günahtan dolayı
azap edebilir.
Allahü teâlâ ile kul arasında olan, kul hakkı
bulunmayan günahların af olması için, gizlice tövbe etmek kâfidir. İşlenen
günahta kul hakkı varsa, bunlara tövbe etmek için, o kulu hoşnut etmek, razı
etmek de lazımdır.
Günahtan sonra hemen tövbe etmek farzdır.
Tövbeyi geciktirmek de, bu günahı işlemekten daha büyük günahtır. Bu günah, her
gün bir misli artar. Bunun için de ayrıca tövbe etmek lazımdır. Bir günahın
tövbesi yapılınca, bunun tövbesini geciktirme günahlarının hepsi af olur. Farzı
yapmamanın tövbesi, ancak kaza etmekle sahih olur. Her günahın affı için, kalb
ile tövbe etmek ve dil ile istigfar etmek ve beden ile kaza etmek lazımdır.
Tövbeyi geciktirmemelidir. Bir hadis-i şerifte, (Helekel
müsevvifûn) yani (Sonra yaparım diyenler helâk oldu) buyuruldu.
Bu, (Dinin emir ve yasaklarını sonraya bırakanlar helak oldu) demektir.
Lokman Hakîm oğluna nasihat ederek "Oğlum, tövbeyi yarına bırakma!
Çünkü ölüm ansızın gelip yakalar) dedi.
İmam-ı Mücahid de şöyle buyurdu: "Her sabah
ve akşam tövbe etmeyen kimse, kendine zulmetmiş olur."
İslam âlimlerinin büyüklerinden Muhammed Masum
hazretleri, Mektubat adındaki kitabında buyuruyor ki:
"Dertlerin, belaların gitmesi için istiğfar
okumak çok faydalıdır. Çok tecrübe edilmiştir. Hadis-i şerifte (İstiğfara
devam edeni, çok okuyanı, Allahü teâlâ dertlerden, sıkıntılardan kurtarır. Onu
hiç ummadığı yerden rızıklandırır) buyuruldu." [c.2, m.80]
Muhammed Osman Müceddidî “rahmetullahi aleyh”, çeşitli
duaları anlatan Fevaid-i Osmaniyye adındaki kitabında şöyle buyuruyor:
"İstiğfar, insanın her murada,
afiyete kavuşmasına vesile olur. Şifa için, tövbe etmeli, istiğfarı çok
okumalı. Bütün dertlere, sıkıntılara karşı faydalıdır. Çünkü Allahü teâlâ, istiğfar
okuyanların imdadına yetişir."