Matarayı doldur getir de su içeyim
12/08/2023 Cumartesi Köşe yazarı A.U
Kabr-i şerîfi
Şirvan’da olan Seyyid Yahyâ Şirvânî hazretleri, çok
merhametliydi. Bir gün talebeleriyle şehir dışına gezintiye çıktı.
Bir nehir kenarına
geldiklerinde Seyyid Yahyâ hazretleri bir kilimin üzerine oturdu.
Talebeleri dağıldılar.
Her biri bir işe
gitti.
O
esnada zalim bir kişi av peşine düşmüş ve oraya gelmişti. Bu kişi
Seyyid Yahyâ hazretlerini tanımayıp ona “Hey âşık! Gel şu matarayı al,
su doldur getir de içeyim!” diye seslendi.
O, hiç cevap vermedi.
Zira tefekkür
hâlindeydi.
Söylediğini
duymamıştı.
O zalim kişi atından
inip, kendisi nehre su almaya gitti.
O sırada Seyyid
hazretleri yerinden kalkıp o adama hitaben “Ey kan içici adam! Orada ne
yapıyorsun?” diye seslendi.
O kişi bu sesi duydu.
Mataradaki suyu döktü.
Su, kan olmuştu.
Tekrar doldurduğunda
yine kan olduğunu gördü. Bunun üzerine hemen yaptıklarına pişman
olup, Seyyid Yahyâ hazretlerinin yanına geldi, ayaklarına kapandı ve talebesi
olmakla şereflendi.
● ● ●
Bu zât, bir gün
talebelerine “Helekel müsevvifûn" hadîs-i şerîfini okudu.
Anlıyamadılar?!
Manasını sordular.
Cevabında;
“Bunun manası; hayırlı
işleri tehir edip de (Yarın yaparım, sonra yaparım) diyenler, ziyan etti
demektir” buyurdu.