İctihâd makamına lâyık olabilmek için...

12/08/2023 Cumartesi Köşe yazarı V.T

Muhammed İbnü’s-Selcî hazretleri Hanefî fıkıh, hadîs ve kelâm âlimidir. 181 (m. 797)’de Bağdâd’da doğdu. İmam-ı Azam hazretlerinin büyük talebelerinden Hasan bin Ziyâd’dan ve Ebû Yûsuf'un talebesi Bişr bin Giyâs’tan fıkıh tahsil etti. Çok talebe yetiştirdi. Halifenin kadılık teklifini kabul et­medi. 266 (m. 880)’de Bağdat'ta vefat etti. Şöyle buyurdu:

 

İctihâd, gücü, kuvveti yettiği kadar, zahmet çekerek, uğraşarak çalışmak demektir. İctihâddan maksat, âyet-i kerimelerden ve hadis-i şeriflerden, mânaları açıkça anlaşılmıyanları, açıkça bildiren diğer ahkâm-ı şer'iyyeye kıyâs ederek, benzeterek, bunlardan yeni hükümler çıkarmaya uğraşmak, çalışmak demektir. Allahü teâlâ, Kur'an-ı kerimde, ictihâd ediniz! diye emrediyor. Birçok âyet-i kerimelerden, ilimleri derin olan yüksek derecedeki âlimlerin ictihâd ile emrolundukları anlaşılmaktadır. O hâlde, ehliyeti ve liyâkati ve ilimde ihtisası tâm olanların, yâni mânaları açıkça anlaşılmıyan âyet-i kerime ve hadis-i şeriflerin içlerinde saklı bulunan ahkâmı ve mes'eleleri, mefhûmen, mantûkan, delâleten anlıyabilecek kuvvet ve kudrette olanların ictihâd etmesi farzdır.

 

İctihâd makamına lâyık olabilmek için, birçok kayd ve şartlar vardır. Evvelâ Arabî yüksek ilimleri tamam bilmekle berâber, Kur'an-ı kerimin hepsi ezberinde olmak, sonra, âyet-i kerimelerin mâna-i murâdîsini, mâna-i işârisini, mâna-i zımnî ve iltizâmîsini bilmek ve âyet-i kerimelerin, indiği zamanları ve sebepleri ve ne hakkında geldiklerini, küllî, cüz'î olduklarını, nâsih, mensûh olduklarını, mukayyed ve mutlak olduklarını ve bunlar gibi diğer vechelerini ve kırâet-i seb'a ve aşereden ve kırâet-i şâzzeden nasıl istihrâc edildiklerini bilmek, kütüb-i sitte ve diğer hadis kitaplarında bulunan hadis-i şeriflerin hepsini ezberden bilmek ve her hadisin ne zaman ve ne için söylendiğini ve şümûl derecesini, hangi hadisin diğerinden evvel veya sonra olduğunu, âid oldukları cihetleri, hangi vak'a ve hâdise üzerine söylendiklerini ve kimler tarafından nakil ve rivayet edildiklerini ve bunların her birinin hâl tercümelerini bilmek, fıkıh ilminin üsûl ve kâidelerine vâkıf olmak, oniki ilmi, âyet-i kerimelerin ve hadis-i şeriflerin rümûz ve işaretlerini, sûrî ve mânevi tefsîrlerini anlayıp kavrayabilecek ayrı bir irfâna, nûr-i îman ve itmi'nân ile dolu münevver ve muaffâ bir kalb ve vicdâna sahip bulunmak lâzımdır.

 

Bu yüksek vasflar ve husûsiyyetler, ictihâd mevki ve makamının îcâbları ve lüzûmlu şartlarıdır.