Hased eden Rabbine isyan etmiş olur!..
12/09/2019 Perşembe Köşe yazarı S.A
Hased eden kâmil bir Müslüman olamaz. Mümin müminin kardeşidir. Kardeş
kardeşe kötülük düşünemez. Yaparsa, şeytanın yaptığını yapar, ona arkadaş
olur...
Hased yani çekememezlik büyük günahtır. Çünkü bu kötü
huy, başkasının sahip olduğu nimetlerin elinden alınmasını temenni
etmektir.
Dünyada huzur içinde yaşayabilmemiz için bilmemiz gerekenleri yaratıcımız
bize bildirmiş. Bilmemiz uygun olmayanları da bize bildirmemiştir. Hased
etmek de bunlardan biridir. Bizim hakkımızda başkalarının düşündüklerini bilebilseydik,
hepimiz yaka paça olurduk. Nimete kavuşup da kıskanılmayan insan sayısı
çok azdır...
Hased etmenin zararları pek çoktur... Hased eden Rabbine isyan eder,
O'nun emirlerine karşı gelir. Çünkü hasedi haram kılmıştır... Hayırlarını
yakar veya hased edenin defterine yazılmasına sebep olur... Hased eden
kâmil bir Müslüman olamaz. Mümin müminin kardeşidir. Kardeş kardeşe kötülük
düşünemez. Yaparsa, şeytanın yaptığını yapar, ona arkadaş olur... Rabbinin
yaptıklarına itiraz eder, beğenmez. Hased ettiği şahsa bir belâ gelirse sevinir
ve Rabbim beni seviyormuş diye memnun olur... Hased eden dünyada ve
ahirette sıkıntılara uğrar; dünyada hased ettiği kişinin nimetleri arttıkça
üzülür. Ahirette ise sevapları onun terazisinden alınır, sevmediği, kıskandığı
insana verilir. Sevapları biterse hased edilenin günahları alınır, hased edenin
günahlarına ilave edilir...
Hased etmekle insan bu kadar sıkıntılara, felaketlere maruz kalırken, hased
edilenin hiçbir zararı olmaz. Bilakis iki dünyada da kârlıdır.
Dünyada kârlıdır; çünkü kendisini sevmeyen, ona kötülük düşünen kişi
devamlı azâb içindedir. Cezası dünyada başlar. Hased edilenin ise kıskanıldığı
için nimetlerinde bir azalma da olmaz...
Akıllı kimse, hiçbir tadı olmayan, hiçbir yararı olmayan, büyük sıkıntılara
sebep olabilecek hased hastalığından kendini kurtarır.
Bir gün Sevgili Peygamberimiz aleyhisselâm, Eshab-ı kiramına sorar:
-Müflis kime derler?
Cevap olarak derler ki:
-Biz müflis (iflas etmiş) o kişiye deriz ki; elindeki, avucundaki malına
sahip olamamış, hepsini yitirmiş ve zenginken fakirleşmiştir.
Bunun üzerine fahr-i kâinat efendimiz şöyle buyurdu:
-Benim ümmetimden gerçek müflis odur ki; kıyamet günü birçok hayırlarla
gelir. Namaz kılmış, oruç tutmuş, zekât vermiş, hacca gitmiş, sadaka vermiş,
fakat birini dövmüş, birini sövmüş, birini gıybet etmiş, birinin kanını
akıtmış, birine hased etmiş, birinin malını yemiş. Hak sahipleri başına üşüşür,
sevaplarını alırlar. Sevapları biter, hak sahipleri hâlâ varsa, bu defa onların
günahı alınır, onun günahına ilâve edilir.