“Günâhın büyüğü küçüğü olmaz!"
13/02/2025 Perşembe Köşe yazarı A.U
Attâr Hoca “rahmetullahi aleyh” Manisa
velîlerindendir... Sevenlerinden biri, köyünden çıkıp gitti bu zâtı ziyârete.
Hediye olarak da, bir kap “pekmez” götürüyordu.
Bir
müddet sonra dinlenmek için oturdu bir yerde. Sonra kalkıp yoluna devam etti.
Ama
hediye pekmezi unutmuştu oracıkta.
Epey
gittikten sonra hâtırladı. Ama geri de dönmedi. Nihâyet vardı mübârek zâtın
huzûruna.
Attâr
Hoca karşıladı onu:
“Hoş
geldin.”
“Hoş
bulduk efendim.”
“Hediyemiz
nerede?”
Adam
şaşırdı!
“Efendim,
kusûra bakmayın, bir kap pekmez getiriyordum. Ama yolda bir yerde unuttum”
dedi.
Gülümsedi
mübârek;
“Üzülme.
Senin hediyen ulaştı bize” buyurdu.
Sonra
kalktı.
Ve
yan odadan getirip, gösterdi pekmez kabını.
“Bu
mu?” diye
sordu.
Adam
şöyle bir baktı.
“Evet
efendim” dedi.
Ama
hayretler içindeydi!
● ● ●
Bu
zât, bir sohbette; “Günâhın büyüğü küçüğü olmaz. Daha doğrusu, günâhın
küçüğü de büyüktür” buyurdu.
Ve
izah etti:
“Günâhın cinsi değil, kime karşı işlendiği
mühimdir. Kul, günâh işlemekle kime karşı gelmiş, kime isyân etmiştir? Tabii ki
Allaha isyân edilmiştir, öyle ise günâhın küçüğü de, çok büyüktür.”
