"O şimdi yok, gözü n'eyleyeyim!"
13/03/2023 Pazartesi Köşe yazarı A.U
Tâbiîn’in büyüklerinden Kâsım
bin Muhammed (rahmetullahi aleyh), çok alçak gönüllü idi.
Bir gün bir (Köylü) geldi.
Huzûruna girdi.
Ve kendisine;
"Sen
mi daha çok biliyorsun, yoksa Sâlim bin Abdullah mı?" diye
sordu.
O da cevâben;
"Sâlim
çok bilir” dedi.
Başka şey söylemedi.
● ● ●
Kâsım bin Muhammed hazretleri anlatıyor:
Resûlullah Efendimizin eshâbından birinin gözleri (Kör) oldu.
Ziyâretine gittiler.
Sebebini sordular.
O da cevâbında;
“Ben, bu
gözlerle Sevgili Peygamberimizin güzel yüzünü görmekle şerefleniyordum. O,
şimdi yok. Allaha yemîn ederim ki, Yemen'de, Tübâle beldesinin geyiklerinden
birinin güzel gözlerini verseler, artık istemem” dedi.
● ● ●
Kâsım bin Muhammed hazretleri diyor ki:
Bir gün, halam Hazret-i Âişe'nin yanına vardım.
Ve kendisine;
“Ey
Anacığım! Bana, Peygamber Efendimizin mübârek kabrini açar mısın” dedim.
O da bana;
“Peki
açayım” dedi.
Ve hücre-i seâdeti açtı.
Üç kabir gördüm.
Pek yüksek değillerdi.
Yerle beraber de değillerdi.
Peygamberimizin kabr-i şerîfi, hepsinden ilerideydi. Hazret-i Sıddîk'ın başı, Fahr-i Kâinat’ın mübârek sırtı hizasında; Hazret-i Ömer'in başı, Resûlullah’ın ayağı hizasındaydı.