Eshab-ı kiram hangi mezhebde idi?
13/04/2020 Pazartesi Köşe yazarı O.Ü
Eshâb-ı kiramın her biri müctehid idi. Hepsi de, derin âlim, mezheb imâmı
idi.
Sual: İngilizlerin kurmuş oldukları bozuk fırkadaki Vehhabiler ve onların
kitaplarını okuyanlar; “mezhebler ikinci asırda meydana çıktı. Eshâb ve Tâbiîn,
hangi mezhebde idi?” diyorlar. Bunlara nasıl cevap vermelidir?
Cevap: Mezheb imamı demek, Kur'ân-ı kerim ve hadis-i şeriflerde açıkça
bildirilmiş olan din bilgilerini, Eshâb-ı kiramdan işiterek toplayan, kitaba
geçiren büyük âlim demektir. Açıkça bildirilmemiş olan bilgileri de, açık
bildirilmiş olanlara benzeterek meydana çıkarmıştır. Hadîkada deniyor ki:
“Bilinen dört imâm zamanında, başka mezheb imâmları da vardı. Bunların da
mezhebleri vardı. Fakat, bunların mezheblerinde olanlar azalarak bugün hiç
kalmadı.”
Eshâb-ı kiramın her biri müctehid idi. Hepsi de, derin âlim, mezheb imâmı
idi. Her biri kendi mezhebinde idi. Hepsi de, mezheb imâmlarımızdan daha üstün,
daha çok bilgili idi. Mezhebleri daha doğru, daha kıymetli idi. Fakat, bunların
kitapları olmadığı için, mezhebleri unutuldu. Dört mezhebden başkasına uymak
imkânı kalmadı. Eshâb-ı kiram hangi mezhebde idi demek, alay kumandanı, hangi
bölüktendir? Yahut, fizik öğretmeni, okulun hangi sınıfı öğrencisidir demeye
benzemektedir.
Hicretten dörtyüz sene geçtikten sonra, mutlak ictihâd yapabilecek derin
âlim kalmadığı, kitaplarda yazılıdır. Hadîkadaki hadis-i şerifte, yalancı,
sapık din adamlarının çoğalacakları bildirilmektedir. Bunun için, Ehl-i sünnet
olan her Müslümanın, bilinen dört mezhebden birini seçerek ona uyması lazımdır.
Yani, bu mezhebin ilmihâl kitabını okuyup öğrenmesi, imanını ve bütün işlerini
buna uydurması lazımdır. Böylece, bu mezhebe girmiş olur. Dört mezhebden birine
uymayan kimse, Ehl-i sünnet olamaz. Buna Mezhebsiz ve Zındık denir.
Mezhebsiz kimse, ya yetmişiki bozuk fırkadan birindedir. Yahut kâfir olmuştur.
Böyle olduğu, Bahrde, Hindiyyede, Tahtâvînin Zebâyıh kısmında ve İbn-i Abidînin
Bâgîler kısmında yazılıdır. El-besâir kitabında ve Ahmed Sâvî hazretlerinin
tefsirinde, Kehf suresinde de böyle yazılıdır.
***
Sual: Nuh aleyhisselama "ikinci baba" denmesinin sebebi
nedir?
Cevap: Nuh aleyhisselamın gemide üç oğlu vardı: Sâm, Yâfes ve Hâm. Simdi yer
yüzünde bulunan insanlar, bu üçünün soyundandır. Bunun için, Nuh aleyhisselama
"ikinci baba" denir.