İhtiyâcı olan ilmi öğrenmek farzdır

13/05/2019 Pazartesi Köşe yazarı V.T

“İnsanlar arasında kabul görmek için ilim öğrenen kimseyi, Allahü teâlâ Cehenneme koyar.”

 

Şemsüddîn Mûsulî hazretleri fıkıh, lügat ve nahiv âlimidir. 699 (m. 1300)’de Lübnan’da Ba’lbek’te doğdu. 774 (m. 1372)’de Trablusşâm’da vefât etti. Buyurdu ki:

Herkesin ihtiyâcı olduğu kadar ilim öğrenmesi, farz-ı ayndır. İnsan lüzumlu imân, ibâdet ve ahlâk bilgilerini öğrenmekle marifetullaha, Rabbini tanımaya yönelmiş olur. Açık alâmetler ve nâtık şâhidlerden Allahü teâlâyı tanıtan delîller bulur. Allahü teâlânın insanlara, nefslerinde, mallarında, gece ve gündüzde emrettiği farzlar öğrenilir. Allahü teâlânın emrettiği farzları yaparken, Resûlullahın (sallallahü aleyhi ve sellem) sünnetlerini de öğrenmek ve yapmak gerekir. Farzlar, en adâletli yolda ve en iyi istikâmette yapılmalıdır. Bu da ancak Allahü teâlânın en güzel edeble edeblendirdiği, en temiz ahlâklı sevgili Peygamberinin sünnetine uymakla olur. İnsanın ihtiyâcı olduğu din ilimlerinin en mühimi fıkıh ilmidir. Buna ilm-i yakîn, ihlâs, zühd, tevâzu, nasihat ve ahlâk ilimleri de dâhildir. Caiz olma, fâsid olma, helâl, haram, mekrûh, müstehab gibi ahkâm-ı şer’iyye de dâhildir. Yine bunlara iffet, rıfk, vakar, hayâ da dâhildir. Cömertlik, güzel tedbir almak, din işlerini düşünerek yapmak ve ciddi olarak başlayıp devam ettirmek, düşmanları yumuşaklıkla idâre etmek, halkın eziyetlerine katlanmak, akrabayı ziyâret etmek de din ilimlerine dâhildir. Herkese iyilik etmek, geçimi dar olanlara yardımda bulunmak, zalimi bağışlamak, kendisine kötülük yapanlara da iyilik etmek din ilimlerinden ve gereklerindendir. Başkalarına el ile, dil ile ve kalp ile eziyet etmekten çok sakınmalıdır.

Allahü teâlâdan başkası için ilim öğrenmek haramdır, bâtıldır. Resûl-i ekrem bir hadîs-i şerîfte “İnsanlar arasında kabul görmek için ilim öğrenen kimseyi, Allahü teâlâ Cehenneme koyar” buyurmuştur. Amel edilmeksizin öğrenilen ilim zayi olur. Bir hadîs-i şerîfte Resûl-i ekrem buyurdu ki: “Faydasız ilim, kimseye bir şey verilmeyen hazine gibidir. İlmin faydası, ibâdetleri en doğru, en makbul şekilde yapmakta görülür. Haramlardan sakındırmayan ve zühdü artırmayan ilim, ancak Allahü teâlânın gadabını arttırır.” Resûl-i ekrem faydasız ilimden Allahü teâlâya sığınırdı. Hadîs-i şerîf’te “İlim ikidir. Birisi kalpte olan ilimdir ki, sahibine faydalı olan ilim budur. Diğer ilim, yalnız dilde olur. Bu ilim, Allahü teâlânın insanoğluna karşı hücceti, delîlidir” buyuruldu.