"Bizler de yakında sizlere kavuşacağız"
13/07/2019 Cumartesi Köşe yazarı V.T
“Ey yalnızlık ve ıssızlık ehli. Allahü teâlânın selâmı, üzerinize
olsun..."
Malkaralı Yahyâ Efendi Osmanlı döneminde, Hanefî mezhebi fıkıh âlimidir.
Tekirdağ-Malkara’da doğdu. 1013 (m. 1604)’de Mekke-i mükerremeden İstanbul’a
deniz yoluyla dönerken, haçlı korsanları tarafından şehîd edildi. Cenâzesi
denize bırakıldı. Bir dersinde buyurdu ki:
Allahü teâlâ, Kur’ân-ı kerîmde hilm sahiplerini övdü. Hazreti Ali
(radıyallahü anh) Sıffîn’den Kûfe’ye dönerken, şehrin girişinde bir kabir
gördü. “Bu kimin kabridir?” diye sordu. Oradakiler, “Habbâb bin Eret’in
kabridir” dediler. Hazreti Ali, kabrin başında durdu ve “Allahü teâlâ, Habbâb
bin Eret’e rahmet etsin, isteyerek Müslüman oldu. Yaya olarak hicret etti.
Mücâhid olarak yaşadı. Bedenini bu yolda harcadı. Allahü teâlâ, güzel amel
işleyenlerin ecrini zayi etmez” dedi.
Bunları söyledikten sonra, Hazreti Ali yürümeye başladı. Bir de baktı ki,
kabir de arkasından geliyordu. Bunun üzerine Hazreti Ali, kabrin önünde durdu
ve “Ey yalnızlık ve ıssızlık ehli. Allahü teâlânın selâmı, üzerinize olsun.
Sizler bizim selefimizsiniz (önde gelenlerimizsiniz). Bizler, sizlerin
takipçileriyiz. Yakında sizlere kavuşacağız. Yâ Rabbî, bizleri ve onları
bağışla. Bizlerden ve onlardan azâbını uzaklaştır, öleceğini dâima hatırlayana
ve hesâb için hazırlanana, aza kanâat edene ve Allahü teâlânın takdîrine râzı
olanlara müjdeler olsun” dedi.
Hazreti Ali sözlerine devam ederek “Mallar taksim edildi. Bizim
katımızda bulunan haber bu. Sizin katınızda bulunan haber nedir?” buyurdu.
Hazreti Ali bundan sonra, arkadaşlarına döndü ve “Eğer kabir ehli konuşacak
olsaydı. (Âhırete götürülecek en hayırlı azık takvâdır) derlerdi” buyurdu.
Halîfe Ebû Ca’fer Mensûr, hacca geldiğinde Süfyân-ı Sevrî’yi huzûruna
çağırdı. Onunla birçok meseleyi istişâre etmek istiyordu. Ebû Mensûr
Süfyân’a; “Niçin yanımıza gelmiyorsunuz? Seninle istişârede bulunur, şunu yapın
dediklerinizi yapar, yapmayın dediklerinizi yapmayız” dedi. Süfyân-ı Sevrî ona;
“Bu hac seferi için ne kadar para harcadınız?” diye sordu. Ebû Mensûr,
“Bilmiyorum, vekîllerim ve vezirlerim bilir” deyince, Süfyân-ı Sevrî; “Yarın
Allahü teâlânın huzûruna çıktığında bundan sorulunca ne mazeret bulacaksın?
Hâlbuki Ömer bin Hattâb hac yaptığında kölesine; 'Bu seferimizde ne kadar
harcadık?' diye sordu. Köle; 'Ey müminlerin emîri onsekiz
dînâr' dedi. Bunun üzerine Hazreti Ömer; 'Yazıklar olsun bize'
buyurdu” dedi.