Her düşünen müçtehit midir?
13/08/2021 Cuma Köşe yazarı O.Ü
Osmanlı devleti
parçalanınca, mezhepsizler meydanı boş buldular...
Sual: Din konusunda,
düşüncesinde isabet eden sevap alır diye bir hüküm var mıdır?
Cevap: Misyonerlerin
asırlar boyu devam eden çalışmaları, İngilizlerin iğrenç siyaseti ve her türlü
maddi güçlerini kullanması ile, İslam dininin bekçisi, Ehl-i sünnet âlimlerinin
hizmetçisi olan Osmanlı devleti parçalanınca, mezhepsizler meydanı boş
buldular. Bilhassa, Ehl-i sünnet âlimlerine söz hakkı tanınmayan memleketlerde,
mesela Suudi Arabistan'da, yalan ve hilelerle, Ehl-i sünnete saldırmaya,
İslamiyeti içeriden yıkmaya başladılar. Suudi Arabistan'dan dağıtılan sayısız
altınlar, bu saldırganlığın dünyanın her yerine yayılmasını sağladı.
Pakistan'dan, Hindistan'dan ve Afrika milletlerinden gelen haberlerden
anlaşıldığına göre, din bilgisi ve Allah korkusu olmayan bazı din adamları, bu
saldırganlara destek olarak mevkilere ve apartmanlara kavuşmuşlardır. Bilhassa
gençleri aldatarak, Ehl-i sünnet mezhebinden ayırmak için yaptıkları
hıyanetleri, bu habis kazançlarına sebep olmakta imiş. Medreselerdeki talebeyi,
Müslüman yavrularını aldatmak için yazılan kitaplardan birinde;
“Bu kitabı, mezhep
taassubunu kaldırmak ve herkesin kendi mezhebi içinde kavgasız yaşamasını
sağlamak için yazdım” deniyor. Bunlar, mezhep taassubunu kaldırmayı, Ehl-i
sünnete saldırmakta gördüğünü söylemektedirler. İslam dinine hançer saplamakta,
bunu Müslümanların kavgasız yaşaması için yaptığını söylemektedirler. Kitabın
bir yerinde;
“Düşünen bir insan,
düşüncesinde isabet ederse, on misli, hata ederse, bir ecir alır” deniyor. Buna
göre her insan, yani ister Hristiyan, ister müşrik olsun, her düşüncesinde ecir
alacak. Hem de doğru olanlarında on sevap! Peygamber efendimizin hadis-i şerifini
değiştiriyorlar, hile yapıyorlar. Hâlbuki hadis-i şerifte;
(Bir müctehid, âyet-i kerimeden ve hadis-i şeriften, amele ait bir hüküm çıkarırken, isabet ederse, buna on sevap verilir. Hata ederse, bir sevap verilir) buyuruluyor. Hadis-i şerif, bu sevapların her düşünene değil, ictihâd derecesine yükselmiş olan İslam âlimine verileceğini, buna da, her düşünmesine değil, Nasslardan, amele ait hüküm çıkarmak için çalışmasında verileceğini göstermekdedir. Bu çalışması ibadettir. Her ibadete verildiği gibi, burada da sevap verilmektedir.