"Korkaklıkta ar, yiğitlikte îtibâr var!"
13/09/2021 Pazartesi Köşe yazarı A.U
Ebû Dücâne (radıyallahü
anh), Uhud cenginde başına kırmızı bir sarık bağlamıştı.
Bunun bir mânâsı
vardı.
Yâni, Allah ve
Resûlullah için canını seve seve vermeye hazır olduğunun işâretiydi bu.
Bir fedâi olduğunu
bildiriyordu.
Efendimizin kılıcında
şu yazıyordu:
"Korkaklıkta ar,
yiğitlikte îtibâr var!"
Bu kılıcı havaya
kaldırdı.
Ve Eshâba seslendi ki:
"Bu kılıcı benden
kim alır?"
Eshâbdan birçokları:
"Ben.., ben..,
ben..," dediler.
Ve almak için ellerini
uzattılar.
Ama hiçbirine vermedi.
Ve ikinci olarak
seslendi ki:
“Bunu, hakkını vermek
üzere benden kim alır?"
Eshâb-ı kirâm
sustular.
Zübeyr bin Avvâm dedi
ki:
“Ben alırım yâ
Resûlallah!"
Efendimiz, ona da
vermedi.
Belli ki, bir hikmeti
vardı.
Zîrâ Hazret-i Ebû
Bekr’in, Hazret-i Ömer’in ve Hazret-i Alî'nin istekleri de kabûl edilmemişti.
Ebû Dücâne sordu ki:
"Bu kılıcın hakkı
nedir?”
Peygamberimiz;
"Onun hakkı, eğilip
bükülünceye kadar Allah düşmanlarına vurmaktır" buyurdu.
Mesele anlaşılmıştı.
Hazret-i Ebû Dücâne;
"Yâ Resûlallah!
Onu, hakkını yerine getirmek üzere alıyorum" diye arz etti.
Sevgili Peygamberimiz
sevindiler.
Ve elindeki kılıcı ona teslîm ettiler.