Yaratılmışların en şereflisi ve en üstünü...
13/10/2022 Perşembe Köşe yazarı S.A
Resulullahı
örnek alanlar, Onun sünnet-i seniyyesine tabi olanlar, insanüstü güzelliklerle
melekleşmeye doğru yükselirler.
Âlemlere
rahmet olarak gönderilen, yaratılmışların en şereflisi ve en üstünü Sevgili
Peygamberimiz buyurdu ki: "Beni Rabbim terbiye etti; güzel bir
şekilde terbiye etti!.."
Daha
dünyaya gelmeden ve kâinatı şereflendirmeden birkaç ay önce muhterem babaları Abdullah
vefât etmişti. Yetim olarak doğdular. Melekler sordu:
"Ey
Rabbimiz binlerce senedir beklenen en son ve en büyük Peygamber babasını
göremedi. Anneler yufka yürekli olduklarından umumiyetle babalar çocuklarını
terbiye ederler. Bu mübarek zatı kim terbiye edecek?" Cevap alamadılar...
Altı
yaşına geldiklerinde muhterem valideleri de vefat etti. Melekler yine sordular:
"Annesinden
de ayrıldı, büsbütün sahipsiz kaldı. Hem yetim hem de öksüz. Onun terbiyesi ile
ilgilenecek kimsesi kalmadı!.."
Bunun
üzerine Yüce Rabbimiz şu cevabı verdi:
"Onu
ben terbiye edeceğim. Onun terbiyesi bana aittir."
Bizzat
Allahü teâlâ tarafından terbiye edilen birinde hiçbir kusur bulunabilir mi? O
bütün insanlara en güzel örnektir.
El
Ahzab Suresi 21. âyeti kerimede meâlen:
"Resulullah'ta
sizin için güzel örnekler vardır" buyuruluyor.
El-Kâlem
Suresi 4. ayeti kerimede ise meâlen:
"Muhakkak
ki sen ey habibim yüksek bir ahlâk üzeresin" hitab-ı
ilâhisi, Onun nasıl terbiye olunduğunu bizlere bildirmektedir.
Onu
örnek alanlar, Onun gibi yaşamaya çalışanlar, Onun sünnet-i seniyyesine tabi
olanlar, insanüstü güzelliklerle melekleşmeye doğru yükselirler.
O
mübarek zatın ümmetinden olma şerefine kavuştuğumuz için ne kadar sevinsek, ne
kadar hamd etsek yine de azdır.
Büyük
İslâm âlimlerinden Kadı İyad hazretleri buyuruyor ki:
"İki
şey bana o kadar şeref bahşediyor ki, tarif edemem. Bu iki şeye kavuştuğum için
kendimi o kadar yükseklerde hissediyorum, sanki yıldızlar ayağımın altında
gibidir.
Bunların birincisi;
Rabbimin bana hitap etmesidir. Kur'ân-ı kerimde insanlara hitâp iki türlüdür.
Umumu ilgilendiren meselelerde; Ey insanlar veya Ey
Âdemoğulları... şeklindedir. Yalnız müminleri ilgilendiren kısımlarda
ise; Ey iman edenler... tarzındadır. İkisinde de Rabbimin
muhatabı olma şerefine ben de kavuşuyorum... Beni yücelten ikinci sebep de,
o büyük şahsiyetin ümmetinden olmamdır..."
Rabbimiz
o mübarek zatı çok sevdiği için onun sevdiği ümmetini de çok seviyor. Bunu
bilen birçok Peygamber Onun ümmetinden olmayı temenni etmişlerdir.
Bugünkü
yazımızı Resulullah Efendimizin şu hadis-i şerifi ile bitirelim:
"Sizden en çok sevdiğim kişi ve kıyâmet günü bana en yakın olanınız, ahlâkı en güzel olanınızdır."