"Melekler, o namazı göğe çıkarır..."
13/10/2023 Cuma Köşe yazarı V.T
Kuşadalı İbrâhim Halvetî Efendi Osmanlı fıkıh âlimlerinden ve
Halvetiyye tarîkatının Şa'bâniyye kolunun büyüklerindendir. 1774 (H.1188)
senesinde Aydın’ın Kuşadası kasabasında doğdu. İstanbul'a gelerek, Fâtih'te
Feyziyye Medresesinde Emîn Efendiden ders aldı. Sonra Fâtih'teki Atpazarı
Dergâhında bulunan Beypazarlı Şeyh Ali Efendiye intisab ederek Halvetî-Şa'bânî
yolunda kemale erdi ve icazet alarak Fâtih'te, Çarşamba Pazarı civârında talebe
yetiştirdi. Hacdan dönerken Mekke ile Medine arasında Rabih'te 1847 (H.
1263)’te vefât etti. Sohbetlerinde buyurdu ki:
Bir mümin, namazını güzel kılar, rükû ve secdelerini tamam
yaparsa, namaz sevinir ve nurlu olur. Melekler, o namazı göğe çıkarır. O namaz,
namazı kılmış olana, iyi duâ eder ve sen beni kusurlu olmaktan koruduğun gibi,
Allahü teâlâ da, seni muhafaza etsin, der. Namaz güzel kılınmazsa, siyah olur.
Melekler o namazdan iğrenir. Göğe götürmezler. O namaz, kılmış olana, fenâ duâ
eder. Sen beni zayi eylediğin, kötü hâle soktuğun gibi, Allahü teâlâ da, seni
zayi eylesin, der. O hâlde, namazları tamam kılmaya çalışmalı, ta’dil-i erkanı
yapmalı, rükû’u, secdeleri, (Kavme)’yi, yanî rükûdan kalkıp dikilmeyi ve
(Celse)’yi, yanî iki secde arasında oturmayı iyi yapmalıdır. Başkalarının da
kusurlarını görünce söylemelidir. Din kardeşlerinin namazlarını tamam kılmalarına
yardım etmelidir. Tumâninet ve ta’dil-i erkanın yapılmasına çığır açmalıdır.
“Resûlullah’a (sallallahü aleyhi ve sellem) salât
getirdiğiniz zaman, ona salatanızı güzel yapınız. Çünkü, siz, bilmezsiniz,
belki salatınız, Resûlullah’a arz olunur. Orada bulunanlar, öyleyse bize öğret,
dediler. O zaman, şöyle söyleyin dedi: Allahümmecal salevâtike ve
rahmetike ve berekâtike alâ seyyid-il-mürselîn ve imam-il-Müttekîn ve
hatem-in-Nebiyyin, Muhammedin, abdike ve Resûlike, Allahümme-bashu mekâmen
mahmuden yağbıtuhu-l-eyvelûn ve-l-Âhirûn, Allahümme salli alâ Muhammedin ve alâ
âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ İbrâhîm ve alâ âli İbrâhîm inneke hamîdun
mecîd. Allahümme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ bârekte alâ
İbrâhîm ve alâ âli İbrâhîm inneke hamîdun mecîd.”
"Her kim nefis kuşunun etini severse, yâni nefsine düşkün
olursa, onun gönlü gayb âlemi fezâlarına aslâ yükselemez ve yüce âlemlerde
uçmaktan mahrûm kalır."