Bir müminin karnını doyurmanın fazileti
14/04/2021 Çarşamba Köşe yazarı V.T
"Amellerin en faziletlisi, bir müminin ayıbını örtmek, karnını
doyurmaktır..."
Ahmed İbnü'l-Cebbâb Ceyyânî hazretleri hadîs ve Mâlîkî fıkıh âlimidir.
246'da (860) Endülüs’te (İspanya) Ceyyân'da (Jaen) doğdu. Endülüs'te tahsilini
tamamladıktan sonra Mekke, Yemen ve Mısır'a giderek büyük âlimlerden fıkıh ve
hadis öğrendi. Endülüs'e döndükten sonra talebe yetiştirdi. 322'de (m. 934)
Kurtuba'da (Cordoba) vefat etti. Şöyle nakleder:
İftar vermek çok sevaptır. Yolda giderken bir oruçluya bir hurma veya bir
zeytin verilse de iftar verme sevabına kavuşulur. Peygamber efendimiz
"sallallahü aleyhi ve sellem", (Bir kimse, bu ayda bir oruçluya iftar
verirse günahları affolur. O oruçlunun sevabı kadar ona sevab verilir) buyurunca,
Eshab-ı kiramdan bazıları, bir oruçluyu iftar ettirecek kadar zengin
olmadıklarını söylediler. Onlara cevaben (Bir hurmayla iftar verene de, yalnız
suyla oruç açtırana da, biraz süt ikram edene de bu sevab verilir) buyurdu.
Yine bir hadis-i şerifte, (Ramazanda bir misafire oruç açtırana Sırat köprüsünü
geçmek kolaylaşır) buyuruldu.
Yemek yedirmek çok sevaptır. Hele oruçluya yedirmek daha çok sevaptır. Oruç
tutanın sevabı kadar sevab alır, oruçlunun sevabından eksilme olmaz. Peygamber
efendimiz, (Ramazan ayında bir oruçluyu su ile iftar ettiren, anasından doğduğu
günkü gibi günahsız olur) buyurunca da, Eshab-ı kiram, “Su az ve kıymetli iken
mi?” diye sual etti. Onlara cevaben (İsterse nehir kenarında versin, aynıdır)
buyurdu. Yemek yedirmeyi nimet bilmelidir! Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Amellerin en faziletlisi, bir müminin ayıbını örtmek, karnını doyurmak ve
bir ihtiyacını karşılamak suretiyle onu sevindirmektir.) Dost ve arkadaşlara
yemek yedirmek, sadaka vermekten efdaldir.
Hazret-i Ali (radıyallahü anh) buyurdu ki: (Dostlara yedirdiğim bir ekmek,
fakirlere verdiğim beş ekmekten daha kıymetlidir. Dostlarla yenilen yemek, köle
azat etmekten daha makbuldür.)
Yemeğe çağırırken de, yemeğe giderken de yalnız Allah rızasını
düşünmelidir! Yemekte günah işlenen davetlere gidilmez. Fakirlerin davetine
gitmeyip de, zenginlerinkine gitmek kibirdendir. Kendinden aşağı olanları
ziyaret etmek de tevazu alametidir. Düğün yemeğine davet olunanın gitmesi
sünnet, başka ziyafetlere gitmek müstehaptır. Bazı âlimler ise, (Düğün yemeğine
gitmek vacip, diğer davetlere gitmek sünnettir) demişlerdir.
Müslümanın Müslüman üzerindeki beş haktan biri, davetine icabettir. Yani davetini kabul edip gitmektir. Hadis-i şerifte, (Davete icabet ediniz) buyuruldu.