Her güzellik ve üstünlük Allahü teâlâdandır...
14/04/2022 Perşembe Köşe yazarı V.T
Bir kul, ibâdet
ederken, bu ibâdette bulunan her güzelliği ve iyiliği Allahü teâlâdan
bilmelidir.
Abdülvâhid-i Lâhorî
hazretleri İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin talebelerinin önde gelenlerindendir.
Hindistan’da Lahor şehrinde doğdu. Önceleri İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin hocası
Muhammed Bâkî-billah hazretlerinin talebesi idi. Bâkî-billah hazretleri onun
terbiye ve yetişmesini İmâm-ı Rabbânî hazretlerine havâle ettiler. Abdülvâhid-i
Lâhorî bundan sonra İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin sohbetlerinde yetişip
olgunlaştı. Hocasının kendisine yazdığı mektuplardaki nasîhatlerinden bâzıları
şöyledir:
Allahü teâlâya hamd olsun! O'nun sevgili Peygamberine (sallallahü aleyhi ve
sellem) bizden duâlar ve selâmlar olsun... Bir kul, ibâdet ederken, bu
ibâdette bulunan her güzelliği ve iyiliği Allahü teâlâdan bilmelidir! Çünkü,
O'nun güzel terbiye etmesinden ve ihsânındandır. İbâdette kusur ve aşağılık
bulunursa, bunların hepsi kuldan gelmektedir. Kulun özünde bulunan kötülükten
hâsıl olmaktadır. Hiçbir kusuru, aşağılığı Hak teâlâdan bilmemelidir. O
makamda, yalnız iyilik, güzellik ve kemâl vardır. Bunun gibi bu âlemde bulunan
her güzellik ve üstünlük Allahü teâlâdandır. Her kötülük ve aşağılık da,
mahlûklardandır. Çünkü, mahlûkların aslı, özü ademdir. Adem de, her kötülüğün
ve aşağılığın başlangıcıdır. (Adem yokluk demektir.) "Sübhânallahi ve
bi-hamdihi" güzel kelimesi, bu iki şeyi açıkça bildirmektedir. Hak
teâlânın tenzîhini ve takdîsini, yâni O'na yakışmayan aşağılıklardan ve
kötülüklerden uzak olduğunu çok güzel bildirmektedir. Bu güzel kelime, şükür
yapmayı, hamd etmekle bildirmektedir. Çünkü hamd, her şükrün başıdır. Hak
teâlânın güzel sıfatlarına, işleri ile bütün nîmetlerine ve büyük ihsânlarına
hamd kelimesi ile şükretmektedir. Bunun içindir ki, hadîs-i şerîfte; "Bir
kimse, bu güzel kelimeyi gündüz veya gece, yüz kerre söylerse, o gün veya o
gece, hiç kimse onun kadar sevâb kazanamaz. Ancak onun gibi söyleyen
kazanır" buyuruldu.
Başkalarının ibâdeti, onunla nasıl bir olabilir ki, o kimse, bu güzel kelimenin son parçası ile, bütün iyiliklerin ve ibâdetlerin şükrünü yapmış olmaktadır. Bu güzel kelimenin baş tarafı ise, ayrıca Hak teâlâyı kötülüklerden ve aşağılıklardan tenzîh ve takdîs etmektedir. O hâlde, bu güzel kelimeyi her gün ve her gece yüz kerre okumalıyız! İnsanları iyi işleri yapmaya ancak Allahü teâlâ kavuşturur. (1. cild, 307. mektup)