Şu yalan dünyada hepimiz misafiriz...
14/07/2022 Perşembe Köşe yazarı S.A
İstesek de istemesek
de bir gün mutlaka öleceğiz. Bu, bütün varlıklar için mukadderdir. Ölümle ne
kadar güreşsek hep o galip gelir!..
Her doğan yeni gün ile
birlikte hepimize yeni bir dünya kurulur. Her şey bizim için yeniden yapılır...
Güneş ışıklarıyla, kuşlar sesleriyle, çiçekler tebessümleriyle bu hazırlığa
katılır. Böylece, imtihan için dünyaya gönderilen insanın eline 24 saat denilen
bir fırsat verilir. Ve zaman sahifesinde hayatımız yazılmaya başlanır...
Alışkanlıklar,
dikkatleri öylesine köreltir ki, olup bitenin çok kimse farkına bile varmaz.
Bütün gün, güneşin altında dolaştığı hâlde, ondan habersiz yaşayanların sayısı
yine de az değildir.
Gelin biz aynı duruma
düşmeyelim. Belki bu son fasıl, bu son fırsattır. Ömrün, bir akşamını daha
geride bırakmak üzere olduğumuzu unutmayalım.
Ölümü, kendi başımıza
gelmeden önce, başkalarına ait bir şey zannetmekten vazgeçelim. Ne kadar
gördüysek hep biz cenaze taşımışız, kabre koymuşuz. Hep böyle olacak
sanıyoruz...
Unutmayalım ki, bugün
cenazesini taşıdığımız adam da şimdiye kadar birçok cenaze taşımıştı, şimdi ise
kendisi cenaze oldu. Biz de bir gün cenaze olacağız. Üzerinde yaşamakta
olduğumuz, tatlı ve acı günler geçirdiğimiz dünyamıza ve içindekilere, bir daha
buluşmamak üzere veda edeceğiz.
Hepimiz burada
misafiriz, buradan başka yerlere gideceğiz. Misafir olan beraberinde
götüremeyeceği şeylere gönül vermez.
İstesek de istemesek
de bir gün mutlaka öleceğiz. Bu, bütün varlıklar için mukadderdir. Ölümle ne
kadar güreşsek hep o galip gelir.
Ayaklarımızın
altındaki toprak bir gün boyumuzu aşacaktır. Öyle bir günle karşılaşacağız ki,
gecesini göremeyeceğiz, öyle bir gecemiz olacak ki, gündüzü olmayacaktır.
Ne kadar güzel
giyinirsek giyinelim, son elbisemiz kefendir. Ne kadar konforlu evlerde,
villalarda, köşklerde oturursak oturalım son taşınacağımız ev kabir olacaktır.
Ölüm kimseye acımaz,
kimseden korkmaz, serveti ne kadar çok olursa olsun önem vermez, rüşvet almaz.
Zamanı gelince insanın işini bitirir, canını alır.
Bugüne kadar hiç
kimse, ölümden ne kendisini ne de başkasını kurtarabilmiştir. Cihana
hükmedenler bile Azrail aleyhisselam karşısında boyun bükmüş ve ruhunu teslim
etmek zorunda kalmışlardır.
Yeryüzünde binlerce
din vardır, bunlara inanan milyonlarca insan var, dinsizler de mevcuttur. Ayrı
ayrı şeylere inanırlar. Fakat bunların ortak inandıkları bir şey vardır ki, o
da ölümdür!.. Ölümü hiç kimse inkâr etmez, edemez de. O hâlde hazır olmalıyız.
Sonu ölüm olan bir
hayatın kısası veya uzunu arasında fazla bir fark yoktur...
Hadis-i şerifte buyuruluyor ki: "Akıllı insan ölümü en çok düşünen ve ölümden sonraki hayat için hazırlık yapandır."