Medeniyet nedir?
14/07/2024 Pazar Köşe yazarı S.K
Medeniyet, şehirler kurmak ve insanlara hizmettir. Kısacası, fen ve
sanatın, doğru iman ve güzel ahlak ile birlikte olmasına medeniyet denir.
Güzel ahlak sahibi olan ve zamanının fen bilgilerinde
yükselmiş olan Müslümana medeni denir. Fende ilerlemiş, fakat imanı ve ahlakı
bozuk olan medeni olamaz. Fende geri, imanı da ahlakı da bozuk olana vahşi
denir. İslam âlimleri medeniyeti; beldelerin imar edilerek insanlığın
ihtiyaçlarının karşılanması, rahat ve huzur içinde yaşayacakları hâle
getirilmesi, insanların da ruhen, maddeten, fikren ve ahlaken yükselmesi... şeklinde
tarif etmişlerdir.
Medeni bir insan, güzel ahlaklı, dürüst ve
çalışkandır. Fen ve sanatı insanların hizmetinde kullanır. Şefkatli ve
merhametlidir. Çünkü imanı vardır. İmanı olanda, Allah korkusu, şefkat ve
merhamet olur. Dinsizden ve imansızdan şefkat ve merhamet beklenmez.
Böylelerinin dışı kuzu içi canavardır. Ellerine fırsat geçtiğinde
canavarlıklarını ve dişlerini gösterirler. Günümüzde olduğu gibi, Hak dinde
olmayanların, imansızların tıyneti ve karakteri budur.
Onun için Müslümanlar çok çalışmalı. Oyun ile eğlence
ile vakit geçirmemeli. Dinlenmesini de bilmeli, çok iyi de çalışmalı. Her
sahada hep birinci olmalı. Her zaman güçlü olmalı. Güçlü olunca harbe bile
gerek kalmaz. Müslümanlar güçlü olunca, Müslümanlar rahat ettiği gibi Müslüman
olmayanlar, kurtlar kuşlar, bütün canlılar cansızlar rahat eder. Müslüman
olmayanlar, dini ve imanı olmayanlar güçlü olursa herkes sıkıntıya girer, dünya
rahatlık ve huzura hasret kalır. Tarihte hep böyle olmuştur. Onun için
İslam düşmanları, Müslümanların ilimde ve fende ve teknolojide ilerlemesine hep
mâni olmuşlardır.
Tarihte milletlerin iki çeşit hayat tarzı
görülmüştür: Birincisi, insanları her bakımdan huzur ve refaha
kavuşturan İslam medeniyeti, diğeri ise, Hak dinde olmayanların,
inançsızların insanlar için felaket olan hayat tarzıdır.
İslam medeniyetinde ulaşılan her türlu ilmî ve fennî gelişmeler,
keşifler en iyi şekilde insanlığın faydasına sunulmuştur. Hak dinde
olmayanların, inançsızların ortaya koydukları hayat tarzında ise
insanlığın zararına kullanılmıştır. Mesela, eski Romalılarda, Yunanlılarda,
Avrupadaki ve Asyadaki devletlerde fen bilgisi vardı. Fakat Hak din üzere
değillerdi. Bundan dolayı fen ve teknikte elde ettikleri neticeleri
kötü yerlerde kullandılar. Bir kısmı sanat eserlerini zevklerde ve gayri ahlaki
yollarda kullandı. Bir kısmı da teknik vasıtalarını insanlara zulüm ve
işkencede kullandı. Böyle toplumlarda insanlar, asiller, köylüler, köleler ve
daha çeşitli isimler altında sınıflandırılır, hâkim olan sınıflar diğerlerine
zulmederdi. Atina’daki hipodromlarda insanları elbisesiz olarak spor
müsabakalarına alıp, tertipledikleri eğlencelerde şarap içerek her türlü
çılgınlığı yapmak ve Roma’da insanları birbirleriyle ölümüne dövüştürmek ve aç
bırakılmış aslanlara insanları parçalattırmak vahşeti, onların zevkleri idi.
Hasılı Hak dinde olmayanların,
inançsızların bu hayat tarzı asırlarca insanları her bakımdan perişan bir
hayata mahkûm etmiştir...