"Sen şark ehlinin önderi olacaksın”
14/08/2021 Cumartesi Köşe yazarı V.T
Resûlullah efendimiz
buyurdu ki: “Ey Büreyde! Merv'e gideceksin ve orada vefat edeceksin!"
Ebü’l-Kasım Sâbit
Sarakustî hazretleri hadis hâfızıdır. 219’da (m. 834) Endülüs’te (İspanya)
Sarakusta (Saragossa) şehrinde doğdu. Kurtuba’da (Cordoba) devrinin büyük
âlimlerinden ders aldı. 313’te (m. 925) Endülüs’te vefat etti.
Bu mübarek zat buyurdu
ki:
Hicret sırasında
Resûlullah efendimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” yolda iken, Büreyde-i Eslemî
“radıyallahü anh”, kabîlesinden yetmiş kişiyle Resûlullah efendimizin önüne
çıkdı. Resûlullah onu görünce, adı ile çağırdı ve (Berâde emrünâ) yani işimiz
soğudu [rahatladık] anlamına gelen ismine işâret etti. Selâmete ermek anlamına
gelen Eslem kabîlesinden olduğunu öğrenince de (Sellimnâ) yanî selâmet bulduk
buyurdu.
Büreyde-i Eslemî
“radıyallahü anh”, Resûlullah efendimize siz kimsiniz diye sorunca, ben Muhammed
bin Abdullah’ım ve Allahü teâlânın Resûlüyüm, buyurdu. Bunun üzerine Büreyde-i
Eslemî hemen, “Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve enneke abdühü ve resûlühü”
diyerek Müslümân oldu.
Yanındaki yetmiş kişi
de îmân etmekle şereflendiler. Resûlullah efendimiz ile berâber yola devâm
ettiler. Medîne’ye bir menzil mesâfede bir yerde gecelediler. Sabâhleyin,
Büreyde-i Eslemî “Yâ Resûlallah! Medîne’ye bayraksız girmemiz olmaz”
diyerek, sarığını çıkarıp bir mızrağın ucuna bağladı. Resûlullah efendimizin
önünde tutarak yürüdü. Böylece Medîne’ye girdiler. Resûlullah efendimiz buyurdu
ki: “Ey Büreyde! Benden sonra, Horasân şehirlerinden Zülkarneyn’in kurduğu Merv
şehrine gideceksin. Vefâtın da orada olacaktır. Kıyâmet gününde şark ehlinin
önderi olacaksın.”
Resûlullah efendimizin
buyurduğu gibi oldu. Büreyde “radıyallahü anh” bir savaşta Merv şehrine gitti
ve orada vefât etti. Hadîs âlimleri demişlerdir ki: Şehirler hakkında
vârid olan hadîs-i şerîflerden en sıhhatli hadîs, Büreyde “radıyallahü anh”
hadîsidir.
Resûlullah efendimiz,
Bedr gazâsına Eshâb-ı Tâlût adedince, yanî üçyüz onbeş sahâbî ile çıktı. Onlar
için şöyle dua etti: “Allahım onlar yalın ayaktır, onların gitmelerine yardım
eyle. Elbiseleri yoktur, onları giydir. Açtırlar, onları doyur.”
Onlardan hiç biri, ganîmete kavuşmadan dönmedi. Hepsinin karınları tok olarak, elbiseleri ile ve birer ikişer deveye sâhip olarak döndüler.