Alacağı maaşın zekâtı olur mu?
14/10/2019 Pazartesi Köşe yazarı O.Ü
Maaş, ücret ele geçmeden önce, bunlar nisab, zekât hesabına katılmaz.
Sual: Hak edilmiş fakat ele geçmemiş olan maaş ve ücretler, zekât hesabına
katılır mı?
Cevap: İbni Âbidînde, alışveriş anlatılırken deniyor ki:
“Din adamlarının, evkaftan alacakları erzakı, teslim almadan önce satmaları
caiz değildir. Çünkü bunlar, hak edilmiş ücret iseler de, hak edilen mal, kabz
edilmeden, ele geçmeden önce mülk olmaz.” Bunun için memurların, işçilerin
alacakları maaş ve ücretler, ellerine geçmeden önce mülkleri olmaz. Maaş, ücret
ele geçmeden önce, bunlar nisab, zekât hesabına katılmaz, yani zekâtları
verilmez. Memur ve işçilerden kesilen yardım sandığı, sigorta paraları ve
tasarruf bonoları zekât hesabına katılmaz. Senelerce sonra birikmiş olarak ele
alınınca, yalnız alınan para, o senenin zekât nisabının hesabına katılır. Satış
karşılığı alınan bonolar, böyle değildir. Bunlar ve hisse ve tahvil senetleri,
her sene zekât hesabına katılır.
***
Sual: Bir şirkete ortak olan, kendi hissesine düşenin mi zekâtını verir?
Cevap: Bir ticaret şirketine ortak olanın, hissesi nisab miktarı ise, kendi
hissesinin zekâtını hesap ederek vermesi lazımdır.
***
Sual: Hasta olan bir kimse, bir ay oruç tutmayı adasa ve vefat etse, ne
yapılması gerekir?
Cevap: Hasta olan kimse, Allah için bir ay oruç tutayım dese, iyi olmadan
ölse, bir şey lazım gelmez. Bir gün bile iyi olup tutmaz ise, hepsi için iskat
yapılmasını vasiyet eder.
***
Sual: Şafii mezhebindekiler, zekât verirken Hanefi mezhebine uyarak
vermektedirler. Bunun sebebi nedir?
Cevap: Şafii mezhebine göre, zekât vermek için, zekâtın, Tövbe suresi,
altmışıncı âyetinde bildirilen sekiz sınıf insanın her sınıfına verilmesi
lazımdır. Bunlardan, gönlünü alması lazım gelen kâfir sınıfı, zekât
toplayan memur sınıfı ve kölelikten kurtarılacak borçlu sınıfı bugün yoktur.
Bunları bulup zekât vermek imkânsız olmuştur. Bunun için, Şafii âlimleri,
hanefi mezhebine göre zekât verilmesine fetva vermiştir. Hanefi mezhebinde, bu
sınıflardan birine vermekle, zekât verilmiş olmaktadır.
***
Sual: Din bilgileri için, fıkıh mı, tefsir kitabı mı okumalıdır?
Cevap: Fıkıh kitapları varken, din bilgilerini tefsirlerden öğrenmeye
kalkışmak, nafile ibadet olur. Farz-ı ayın olan fıkıh kitaplarını okumayı
bırakıp, nafile olan tefsir okumak, caiz değildir.