Allahü teala zaman ve mekândan münezzehtir
14/10/2023 Cumartesi Köşe yazarı V.T
İmâm-ı Kuşeyrî hazretleri fıkıh,
tefsîr, hadîs ve kelâm âlimi olup adı Abdülkerîm’dir. 986 (H.376) senesinde
Horasan'ın Üstuvâ nâhiyesinde doğdu. Nişâbûr'da büyük velîlerden Ebû Ali Dekkâk
ile karşılaşarak tasavvuf yolunda büyük merhaleler katetti. Hocasının emriyle
Muhammed ibni Bekr-i Tûsî'den fıkıh, Ebû Bekr ibni Fûrek'ten kelâm ve usûl-i
fıkıh, Ebû İshâk İsferâînî'den kelâm ilmini öğrendi. İcazet verilerek vefat
edinceye kadar ders verdi. 1072 (H.465) senesinde Nişâbûr'da vefât etti.
Kuşeyrî, sûfiyye-i aliyyenin büyüklüğüne, sûfilerin hâl tercümelerine,
tasavvufun mâhiyetine, zühd ve takvânın izâhına dâir yazmış olduğu Risâle-i
Kuşeyriyye adlı eseriyle meşhûr olmuştur. Bu kitabında
şöyle anlatır:
"Allahü teala hiçbir şeye bağımlı değildir, muhayyilede
tasavvur edilemez, akıl ile tahayyül edilemez, zaman ve mekândan münezzehtir.
Üzerinden zaman ve vakit geçmez. Vasfı hakkında eksiklik ve fazlalık bahis
konusu olmaz. Miktar ve keyfiyet Onun hususiyeti değildir. Sonu ve sınırı
yoktur. Hadis şeylere mahal olmaz. Hiçbir âmil Onu fiile sevk edemez. Üzerinde
renk ve oluş bulunması caiz olmaz. Yardımcısı ve destekçisi yoktur. Hiçbir
yaratık kudretinin hâricine çıkamaz. Hiçbir varlık hükmünü kabul etmemezlik
edemez. Bilinen hiçbir şey ilmine gizli kalmaz. Yaptığı ve yapacağı şeyi nasıl
yaparsa yapsın fiilinden ötürü kınanmaz. Onun için bir başlangıç farz ederek,
ne zaman var oldu, denemez. Bekası son bulmaz ki vadesini tamamladı ve zamanını
doldurdu, denilsin. Yaptığı şey için, niçin yaptı, denemez. Çünkü fiilinin
illeti (âmili, sâiki) yoktur. O nedir, denemez. Zira cinsi yoktur ki Onu
benzerlerinden ayırt eden bir emmare teşkil etsin.
O, bir cihette olmaksızın âhirette görülecektir. Başkasını
görür, fakat gözle değil. Bizzat işin içine girmeksizin ve vasıta
kullanmaksızın yapmak istediği şeyi yapar. En güzel isimler, en yüce sıfatlar
Onundur. irâde ettiğini yapar, kullarını hükmüne boyun eğdirir, hükümrân olduğu
mülkünde dilediğinden başka bir şey olmaz, yaratmış olduğu kâinatta, daha önce
takdir edilmeyen bir şey vücuda gelmez. 'Olacaktır' diye bildiği hâdiseler
'olsun' diye irâde ettiği hususlardır. Olması mümkün olan şeylerden,
'olmayacaktır' diye bildiği hususlar 'olmasın' diye irâde ettiği
şeylerdir.
Hayır olsun, şer olsun kulların irâdeleri ile kazandıkları
amellerin yaratıcısı Odur. Az olsun, çok olsun âlemdeki eşyanın ve eserlerinin
(yani eşyaya ait arazların) icat ve halk edeni Odur."