Nil'in suları azalmış ve kıtlık başlamıştı...
14/10/2024 Pazartesi Köşe yazarı V.T
"Efendim, Mısır halkı perişan bir hâldedir. Yağmur yağması için bir
duâ etseniz..."
Ali Necîb Safvetî hazretleri meşhûr velîlerdendir.
Mısır'da yaşadı. Emir Ahmed Hayâlî'nin oğludur. 1596 (H.1005) senesinde vefât
etti. İlim tahsîline başlayıp başta tefsîr olmak üzere çeşitli ilimlerde
yetişip yükseldi. Tasavvufta babasından feyiz alıp kemâle erdi ve onun yerine
geçti.
Hâfız Paşa Mısır hâkimiyken, Nil Nehri'nin suyu
azalmıştı. Mısır'a kâfi gelmiyordu. Kıtlık başladı. Defâlarca yağmur duâsına
çıkıldı. Vezirler ve paşalar da bu duâda bulundular. Fakat bir türlü yağmur
yağmadı, halk pek ziyâde üzüldü. Bu sırada Hâfız Paşa, Şeyh Safvetî
hazretlerini hatırladı. Onu dâvet etti. Dâveti kabûl edip gelince, Hâfız Paşa;
"Efendim, Mısır halkı perişan bir hâldedir.
Yağmur yağması için bir duâ etseniz. Büyük küçük herkesin gönlü kırık. Zât-ı
âlinizin duâsını beklemektedirler. Umulur ki duânız kabûl olunur, insanlar
mahzûn halden kurtulur" dedi. Bu teklif üzerine;
"O hizmeti yapacak olanlar duâ erbâbıdır. Bizim
hizmetimiz talebe yetiştirmektir. Bizi mâzur görünüz. O işle memur
değiliz" dedi. Hâfız Paşa;
"Hey Sultanım! Lütfedip bizi ümitsiz bırakmayın.
Ümitle duânızı beklemekteyiz" diye çok ısrar etti... Bunun üzerine;
"İnşâallahü teâlâ hayırlısı olur" buyurup oradan ayrıldı... Dergâhına
talebelerinin yanına dönerken atı üzerinde yanındaki talebelerine;
"Dervişler! Artık yürüyelim. Sarıklarımız, hırkalarımız, şallarımız
ıslanmasın" dedi. Evinin kapısına vardığı sırada yağmur yağmaya başladı.
Öyle çok yağdı ki, Nil Nehri dolup taştı. Her taraf suya kandı. Bolluk başladı.
Halk uzun zaman çektiği kıtlıktan kurtulup rahata kavuştu...
Bu mübarek zat, vefâtının yaklaştığı bir sırada
talebelerine; "Dervişler, Allahü teâlânın Latîf ism-i şerîfini söyleyin.
Yâ Latîf, diye zikrediniz" dedi. Bu sözlerini işiten eski talebeleri;
"Elvedâ, elvedâ!" diye ağlaşmaya başladılar. Çünkü Şeyh Safvetî hazretlerinin
babası Şeyh Hayâlî Efendi onun için; "Oğlum Ali Safvetî vefât edeceği
zaman cezbeye uğrasa gerektir. O zaman yâ Latîf ism-i şerîfini söylemekle
meşgûl olunuz" diye işâret etmişti. Bu sebeple hocalarının vefâtının yakın
olduğunu anlayan talebeler, ağlayıp inlemeye başladılar...
Edirneli Kerîm Efendizâde Mehmed
Çelebi şöyle anlatmıştır: "Bana rüyâmda; 'Şeyh Safvetî'nin vefâtı
yaklaştı, duâsını al!' dediler. Mısır'a gittim. Vardığımda hasta olduğunu
öğrendim. Ramazân-ı şerîf ayının ilk haftasında vefât etti."