Yaratılmışların en şereflisi ve en üstünü...
14/11/2019 Perşembe Köşe yazarı S.A
Resulullahı örnek alanlar, Onun gibi yaşamaya çalışanlar, Onun sünnet-i
seniyyesine tabi olanlar, insanüstü güzelliklerle melekleşmeye doğru
yükselirler.
Âlemlere rahmet olarak gönderilen, yaratılmışların en şereflisi ve üstünü
Sevgili Peygamberimiz buyurdu ki: "Beni Rabbim terbiye etti; güzel
bir şekilde terbiye etti!.."
Daha dünyaya gelmeden ve kâinatı şereflendirmeden birkaç ay önce muhterem
babaları Abdullah vefât etmişti. Yetim olarak doğdular. Melekler sordu:
"Ey Rabbimiz binlerce senedir beklenen en son ve en büyük Peygamber
babasını göremedi. Anneler yufka yürekli olduklarından umumiyetle babalar
çocuklarını terbiye ederler. Bu mübarek zatı kim terbiye edecek?" Cevap
alamadılar...
Altı yaşına geldiklerinde muhterem valideleri de vefat etti. Melekler yine
sordular:
"Annesinden de ayrıldı, büsbütün sahipsiz kaldı. Hem yetim hem de
öksüz. Onun terbiyesi ile ilgilenecek kimsesi kalmadı!.."
Bunun üzerine Yüce Rabbimiz şu cevabı verdi:
"Onu ben terbiye edeceğim. Onun terbiyesi bana aittir."
Bizzat Allahü teâlâ tarafından terbiye edilen birinde hiçbir kusur
bulunabilir mi? O bütün insanlara en güzel örnektir.
El Ahzab Suresi 21. âyeti kerimede meâlen:
"Resulullah'ta sizin için güzel örnekler vardır" buyuruluyor.
El-Kâlem Suresi 4. ayeti kerimede ise meâlen:
"Muhakkak ki sen ey habibim yüksek bir ahlâk üzeresin" hitab-ı ilâhisi, Onun
nasıl terbiye olunduğunu bizlere bildirmektedir.
Onu örnek alanlar, Onun gibi yaşamaya çalışanlar, Onun sünnet-i seniyyesine
tabi olanlar, insanüstü güzelliklerle melekleşmeye doğru yükselirler.
O mübarek zatın ümmetinden olma şerefine kavuştuğumuz için ne kadar
sevinsek, ne kadar hamd etsek yine de azdır.
Büyük İslâm âlimlerinden Kadı İyad hazretleri buyuruyor ki:
"İki şey bana o kadar şeref bahşediyor ki, tarif edemem. Bu iki şeye
kavuştuğum için kendimi o kadar yükseklerde hissediyorum, sanki yıldızlar
ayağımın altında gibidir.
Bunların birincisi; Rabbimin bana hitap etmesidir. Kur'an-ı
kerimde insanlara hitâp iki türlüdür. Umumu ilgilendiren meselelerde; Ey
insanlar veya Ey Âdemoğulları... şeklindedir. Yalnız
mü'minleri ilgilendiren kısımlarda ise; Ey iman edenler... tarzındadır.
İkisinde de Rabbimin muhatabı olma şerefine ben de kavuşuyorum.
Beni yücelten ikinci sebep de, o büyük şahsiyetin
ümmetinden olmamdır..."
Rabbimiz o mübarek zatı çok sevdiği için onun sevdiği ümmetini de çok
seviyor. Bunu bilen birçok Peygamber Onun ümmetinden olmayı temenni
etmişlerdir.
Bugünkü yazımızı Resulullah efendimizin şu hadis-i şerifi ile bitirelim:
"Sizden en çok sevdiğim kişi ve kıyâmet günü bana en yakın olanınız,
ahlâkı en güzel olanınızdır."