Îmânın şubelerine dâir hadîs -2-
14/12/2021 Salı Köşe yazarı R.A
"Îmân yetmiş
küsûrdur. Efdali (Lâ ilâhe illallah) demek, ednâsı yoldan kemiği
uzaklaştırmaktır. Hayâ, îmândan bir şu'bedir."
Bazı âlimler, dün bir
nebze üzerinde durduğumuz îmânın şubelerinden murâdın, adedin hakîkati
olduğunu, nassın evvelâ altmış küsûra dâir vâki' olup sonradan bu artınca on
daha ilâve edildiğini belirtmişlerdir. Yine bazı âlimler, bunu ictihâd yoluyla
saymaya çalışmışlar, hattâ Beyhakî ile Abdü'l-Celîl ise birer "Şuabu'l-Îmân" kitâbı
yazmışlardır.
Hadîste îmân, dalları
bulunan bir ağaca benzetilmiştir. Binâenaleyh amellere îmân itlâkı mecâzdır.
İmâm-ı Kastalânî, konunun sonunda, hadîsin senedinden bahsedip metni Ebû
Dâvûd'un es-Sünne, et-Tirmizî ve en-Nesâî'nin el-Îmân bölümlerinde
zikrettiklerini, ayrıca İbn-i Mâce'nin de hadîsi eserinde ihrâç ettiğini
belirtmiştir. [Tirmizî, “hadîs hasen sahihtir” demiştir.]
Sıddîk bin Hasen
Kınnevci'nin, îmânın şu'beleriyle ilgili olan hadîs hakkındaki îzâhları,
Kastalânî'nin îzâhlarının hemen hemen hepsini ihtivâ etmektedir. Onlara güzel
bazı ilâveler de yapılmıştır.
Bundan önceki
makâlelerimizde, Sahîhu’l-Buhârî ve Sahîh-i Müslim şerhlerine temâs etmeye
çalıştık; bugün de Ebû Dâvûd ve Tirmizî şerhlerinden bazı nakiller yapalım...
Sünenü Ebî Dâvûd'da "Kitâbu's-Sünen"de hadîs şu lafızlarla vârid
olmuştur:
"Îmân yetmiş
küsûrdur. Efdali (Lâ ilâhe illallah) demek, ednâsı yoldan kemiği
uzaklaştırmaktır. Hayâ, îmândan bir şu'bedir."
Allâme Ebu't-Tîb
Muhammed Şemsi'l-Hak el-Azîmâbâdî'nin "Avnu'l-Ma'bûd Şerhu Süneni
Ebî Dâvûd" isimli şerhinin metin kısmında "bid'" kelimesinden
sonra, köşeli parantez içinde "bid'a",
"el-azm=kemik" kelimesinden sonra ise yine köşeli parantez
içinde "el-ezâ=eziyet veren şey" kelimeleri
konulmuştur. Şerhte 70 küsûr lafzından sonra, "yani şu'be" lafızları
kaydedilmiş, bid' kelimesinin ma'nâsı uzunca verilmiş; sonunda meşhûr lügat
âlimi el-Halîl'den 7 sayısı rivâyet edilmiştir.
"Ednâhâ" lafzı, mikdâr
bakımından en aşağısı şeklinde îzâh edildikten sonra, imâtanın izâle olduğu,
el-azm yerine bazı nüshalarda el-ezâ lafzının geçtiği ve bunun da diken ve taş
gibi ezâ veren şey olduğu belirtilmiş, sonra da hayânın îzâhına geçilmiştir.
el-Hattâbî'nin
(319-388) "Meâlimu's-Sünen" isimli Sünenü Ebî Dâvûd
şerhinde, bu hadîsin îzâhı sadedinde, önce "bid' " ve "neyyif" kelimeleri
arasındaki fark belirtilmiş, birincisinin 3'ten 10'a kadar olan sayıları,
ikincisinin ise 1'den üçe kadar olan sayıları ifâde ettiği kaydedilmiş, şer'i
ma'nâda îmânın ne demek olduğu, hayânın îmân şu'belerinden biri bulunduğu ve
hayânın ma'nâsı, mü'minler arasında îmân ve dereceleri husûsunda tefâdul ve
tebâyün bulunduğu, yanî fazîlet bakımından farklılık olduğu belirtilmiştir.
Sünenü't-Tirmizî'de ise,
hadîsin iki değişik rivâyeti vardır.
Birincisi: "Îmân,
yetmiş küsûr bâbdır; en aşağısı, eziyyet veren şeyi yoldan izâle etmek ve en
yükseği de lâ ilâhe illallah demektir."
İkincisi ise: "Îmân 64 bâbdır" lafızlarıdır.