Ölümü çok hatırlayanın kalbi yumuşar...
14/12/2023 Perşembe Köşe yazarı S.A
Sıhhatimize
ve gençliğimize aldanmayalım... İstatistiklere bakarsanız çocuk ve genç ölümlerinin
yaşlılardan az olmadığını göreceksiniz.
Çok yaşayacağını, uzun yıllar hayatta kalacağını sanan bir insan
öbür dünya için bir iş yapamaz. Kendi kendine der ki:
"Nasıl olsa önünde çok zaman var, ibadetlerini istediğin
zaman yaparsın, şimdi rahatına bak, keyfini çıkar..."
Ölümü yakın gören ise her an onun hazırlığı ile meşgul olur,
yalan dünyaya bel bağlamaz. Böyle bir insan tövbesini geciktirmez,
ibadetlerini vaktinde yapar. Ölümü çok hatırladığı için kalbi yumuşar. İşte bu
bütün saadetlerin başıdır.
Hadis-i
şerifte buyuruldu ki: "Lezzetleri yıkan ölümü çok
hatırlayınız!"
Zevk ve safa sürmek için çok yaşamayı istemeye tûl-i emel (uzun
emel) derler. Hizmet ve ibadet için yaşamayı istemek tûl-i emel olmaz, ayrıca
da kıymetlidir.
Hadis-i
şerifte buyuruldu ki: "İnsanların en iyisi ömrü uzun ve
ameli güzel olan kimsedir. İnsanların en kötüsü de ömrü uzun, ameli kötü
olandır."
Uzun emelli olmanın sebebi ikidir: Biri cahillik, diğeri
dünya sevgisi...
Dünya muhabbeti galip olunca insan ölmek istemez. Çünkü ölüm onu
sevdiklerinden ayıracaktır. Ölümü kendine uygun bulmaz, aklı sıra kendinden
uzak tutar. Ölümü unutabilmek için kendini yemeye içmeye, oyuna eğlenceye
verir. Daima yaşamak, para sahibi olmak ve her arzu ettiğini ele geçirmek
ister. Arzularını elde ettikçe dünyaya olan hırsı da artar. Birine
kavuşursa, bir diğerine göz diker. Vilayetin tapusunu verseler doymaz, komşu
vilayete de talip olur. Bir gün bakar ki ömür bitmiş, Azrail aleyhisselam
karşısında. Gözünü toprak doyurur ancak!..
Sıhhatimize ve gençliğimize aldanmayalım, ölüm yanı başımızda...
Nitekim istatistiklere bakarsanız çocuk ve genç ölümlerinin
yaşlılardan az olmadığını göreceksiniz.
Emevi halifelerinden Hişam bin Abdülmelik, Ebu Hazm hazretlerine
sorar:
-Efendim biz niye ölümden bu kadar korkuyoruz? Düşünmek bile
istemiyoruz?
- Eğer dünyanızı mâmur,
ahretinizi harap eylediyseniz ürkeceksiniz tabii. Kim mâmuru bırakıp, viraneyi
tercih eder ki? İnsan sevdiği ile birlikte olmak ister. Eğer malınızı Allah
yolunda harcayıp ahirete gönderseydiniz ölümü de sevecektiniz.
-Peki kurtuluş çaresi nedir?
-Hazinene giren her kuruşun
helâlden olmasına dikkat etmelisin.
-O mümkün mü efendim? Koskoca devletin hazinesi... Her gün
binlerce altın giriyor çıkıyor. Vergiler, maaşlar, imar faaliyetleri... Bütün
bunları nasıl kontrol edebilirim ki?
Büyük İslam âliminin cevabı kısa ve nettir:
-Eeee cennet de ucuz değil!