Müslümanları en çok sevindiren hadis-i şerif!
15/01/2023 Pazar Köşe yazarı V.T
Ömer Rızâî Efendi Osmanlı zamanındaki evliyânın
meşhurlarındandır. Malatya-Dârende'de 1757 (H. 1170) de doğdu. İlk tahsîline
burada başladı Sonra tasavvufa yönelip Bursa'da Münzevî Abdullah Efendinin
sohbet ve derslerine katıldı. Tasavvuf yolunda ileri derecelere kavuştu ve
icâzet aldı. Daha sonra İstanbul'a gelerek Eyyûb'da Yazılı
Medreseyi teşrîf buyurdular. Ömer Rızâî Efendi, 1824 yılında hac için
surre-i hümâyûn ile Mekke-i mükerremeye doğru yola çıktı. Bir müddet sonra
hastalandı ve Tebük civarında vefat etti. Bir dersinde şunları anlattı:
Hadis-i şerifte, (Üç şey îmanın lezzetini arttırır: Allahü
teâlâyı ve Resûlünü her şeyden çok sevmek, kendisini sevmeyen Müslümanı Allah
rızası için sevmek, Allahü teâlânın düşmanlarını sevmemek) ve (İbâdetlerin en
kıymetlisi, hubb-i fillah ve buğd-i fillahdır) buyuruldu. İbâdeti çok olan
mümini, az olandan daha çok sevmek lâzımdır. İsyânı daha çok olan, küfrü ve
fuhşu yayan kâfirleri daha çok sevmemek lâzımdır. Allah için düşmanlık edilmesi
lâzım gelenlerin başında, insanın kendi nefsi gelir. Sevmek demek, onların
yolunda bulunmak demektir. Îmanın alâmeti de, (hubb-i fillah ve buğd-i
fillah)dır.
Bir hadis-i şerifte, (Allahü teâlânın bazı kulları vardır.
Bunlar, Peygamber değildir. Peygamberler ve şehitler, kıyâmet günü bunlara
imrenirler. Bunlar, birbirini tanımayan, uzak yerlerde yaşayan, Allah için
birbirini seven müminlerdir) ve (İnsân, dünyada kimi seviyorsa, âhirette onun
yanında olacaktır) buyuruldu. Onun yolunda bulunmazsa, sevgisi sahih olmaz.
İnsan, dînine ve emânetine güvendiği sâlih kimselerle arkadaşlık etmelidir.
Yahudiler ve Nasrânîler, Peygamberlerini sevdiklerini söylüyorlar. Fakat,
onların yolunda olmadıkları için, hahamların, papazların uydurdukları yanlış
yolda oldukları için, âhırette Peygamberlerinin yanında olmayacaklardır. Hattâ,
Cehenneme gideceklerdir. Yüksek ruhlar, sevdikleri ruhları yukarı çekerler.
Alçak ruhlar da, aşağı çeker. İnsan, öldükten sonra, ruhunun nereye gideceğini,
dünyada sevdiklerinin hâlinden anlamalıdır.
İnsan, başkasını tabî'at îcâbı veya akıl îcâbı veya kendisine
yaptığı iyilikler îcâbı veya Allahü teâlânın rızası için sever. Dünyada sevişen
kimselerin ruhları birbirlerini cezbettiği gibi, kıyâmette de birbirlerini
cezbederler.
Enes bin Mâlik hazretleri diyor ki: Müslümanları yukarıdaki hadis-i şerif sevindirdiği kadar, hiçbir şey sevindirmemiştir.