Fâsık, cimri ve yalancıyla arkadaşlık etme!..
15/01/2025 Çarşamba Köşe yazarı V.T
Yalancı, fâsık bir kadına benzer; senin yakınlarını senden uzaklaştırmak
ister!
Tâc-ül-Ârifîn Ayderûsî hazretleri âlim ve evliyânın
büyüklerindendir. 1576 (H.984) senesinde Yemen’in Terim şehrinde doğdu.
Zamânındaki âlim ve velîlerin ilim meclislerinde, sohbetlerinde bulunarak
zâhirî ve bâtınî ilimlerde yüksek dereceye ulaştı. Hocaları ona icâzet
verdiler. 1631 (H.1041) senesinde aynı yerde vefât etti. Sohbetlerinde buyurdu
ki:
“Şu dört çeşit kimselerle arkadaşlık etme, zîrâ fâsık
kimse seni bir lokma ekmek için terk eder. Cimri ile arkadaşlık etme, cimri
senin çok muhtaç olduğun şeylerini elinden almak ister. Yalancı ile
arkadaşlık etme. Yalancı da fâsık bir kadına benzer; senin yakınlarını senden
uzaklaştırmak ve senden uzak kimseleri sana yaklaştırmak ister. Bir de sıla-i
rahmi terk edenlerle arkadaşlık yapma. Zîrâ onlar Kur’ân-ı kerîmin üç âyeti ile
lânetlenmiştir.”
“Kibir sahipleri benim çok garibime gidiyor.
Kendilerinin bir damladan meydana geldikleri, sonra da çürümüş, kokmuş leş
olacaklarını bildikleri hâlde yine de kibirlenirler; bunlar neyine güvenirler!”
“Allahü teâlânın bütün yaratıklarını gözleri ile
müşâhede ettikleri hâlde, öyle kimseler vardır ki Allahü teâlânın varlığı ile
birliği hakkında şüpheye düşerler. Yoktan nasıl var edildiklerini gözleri ile
gören pekçok insan var ki ölümden sonraki dirilmeyi inkâr ediyor. Bunlar gelip
geçici dünyâya emek verip, ebedî olan âhireti unuturlar. Ben bunların bu
hâllerine çok şaşarım!”
“Allahü teâlâ, günâhlarına pişman olup, tövbe edenleri
sever.”
“Hakîkî cömert; Allahü teâlâya itâat eden, kulların
haklarını gözeten, yaptığı iyiliği Allah için yapıp, karşılığında insanlardan
teşekkür beklemeyendir.”
“İnsanlar zarûret diyerek, yiyecek kazanma peşinde
koşarlar. Hâlbuki esas zarûret günahlardan kaçınmaktır. Fakat çokları bundan
kaçınmayıp, yiyecek peşinde koşarlar.”
"İbâdet edenler birkaç kısımdır: Allahü teâlâdan
korktukları için O’na ibâdet ederler. Bâzı insanlar da Allahü teâlânın
rahmetini ve Cennet'ini istedikleri için O’na ibâdet ederler. Bu ibâdet, tüccar
ibâdetidir. İnsanların diğer bir kısmı ise Allahü teâlânın gazâbından korkarak
sâdece Cenâb-ı Hak ibâdete lâyık olduğu için, şükrünü îfâ etmek için ibâdet
ederler. İşte bu tam mânâda müttekî olanların ibâdetidir.”
“Dünyâda, Allahü teâlâdan en çok
korkan kimse, kıyâmet günü insanların en emîni olur.”