"Edeb; insanın nefsini bilmesi, tanımasıdır!.."
15/02/2022 Salı Köşe yazarı V.T
"Ârif, gafletten
uzak olup, hiçbir zaman kendini beğenmez, ucba kapılıp kibirlenmez."
Abdullah bin Menâzil
hazretleri evliyânın büyüklerindendir. Hamdun Kassâr hazretlerinin derslerinde
ve sohbetlerinde yetişip zâhir, bâtın, açık ve gizli ilimlerde âlim oldu.
Tasavvufta yüksek hâller, fazîletler sâhibi ve hadîs ilminde âlim idi. 940 (H.
329) senesinde Nişâbur'da vefât etti. Sohbetlerinde buyurdu ki:
"Çalışıp da tevekkül etmek, bir yere çekilip ibâdet yapmaktan
hayırlıdır."
"Kendisinden ilim
öğrendiği zâtta, ayıp ve kusur arayan, onun ilminden, feyiz ve bereketinden
faydalanamaz."
"Tevekkül sâhibi,
her şeyden yüz çevirip Allahü teâlâya dönen kimsedir."
"Farzlardan
birini edâ etmeyen, sünneti yapmama belâsına yakalanabilir. Sünneti terk edenin
ise bid'ate, hurafeye düşmesi muhakkaktır."
"Sâhip olduğun
zamanların en üstünü, nefsinin istek ve arzularından kurtulduğun ve halk için
kötü düşünmediğin vakittir."
"Nefsi için bir
hizmetçi istemediği müddetçe kul, kuldur. Kendisi için bir hizmetçi istedi mi,
yüksek derecesinden düşmüş ve kulluğun edeblerini terk edip sınırlarını aşmış
olur. Çünkü başkasının kendisine hizmet etmesini isteyecek kadar nefsini büyük
görmüştür."
"Eğer bir kul
ömrü boyunca bir an riyâ ve nifaksız kalırsa, o bir ânın bereketini ömrünün
sonuna kadar duyar."
"Ârif, gafletten
uzak olup, hiçbir zaman kendini beğenmez, ucba kapılıp kibirlenmez."
"Edeb
nedir?" diye sorulunca; "Çok çeşitli târifleri yapılmıştır. Biz deriz
ki, edeb; insanın nefsini bilmesi, tanımasıdır" buyurdu.
"İnsanlar kendi
şekâvet ve haksızlıklarına, haddi aşmaya âşık olurlar. Yâni dâimâ kendilerini
bedbaht edecek şeyleri yapmak isterler."
Ebû Ali Dekkâk,
Abdullah bin Menâzil'in vefâtını şöyle anlatmıştır:
Bir gün Ebû Ali Sekafî ile konuşuyorlardı. Söz arasında Abdullah bin Menâzil,
Ebû Ali Sekafî'ye; "Ölüme hazır ol, çünkü ölümden kurtulmanın çâresi
yoktur." dedi. Bunun üzerine o zat; "Ey Abdullah! Sen de hazır ol,
şüphesiz öleceksin" deyince Abdullah bin Menâzil hazretleri kolunu yastık
gibi uzattı, başını kolunun üzerine koydu ve; "İşte
öldüm" diyerek, kelime-i şehâdeti söyledi ve o anda vefât etti.
Bu durum karşısında Ebû Sekafî hazretleri donakaldı. Söyleyecek bir söz
bulamadı. Çünkü Abdullah bin Menâzil'e fiilen mukâbele etmek imkânına sâhip
değildi. Ebû Ali Sekafî'yi dünyâya bağlayan birtakım sebepler vardı. Abdullah
bin Menâzil'in ise Allahü teâlâdan başka meşgûliyeti yoktu. Dünyâ ile alâkasını
kesmişti.