İslamiyeti ıslâha kalkışanlar!..
15/03/2023 Çarşamba Köşe yazarı H.Y
Dinde tahrif hareketleri -24-
Türk-İslam Devletinin reisi ve yeryüzündeki bütün Müslümanların
halifesi ve hâmisi olan Sultan Abdulhamid Han'ı devletin başından
uzaklaştıranlar, Yahudi ve İngilizlerle iş birliği yaparak kısa
zamanda Osmanlının yıkılışını hazırlamışlardı. Hemen ardından, İttihat ve
Terakki zihniyetine mensup bir grup din adamı, İslam dininde reform yapmak
istediklerini, 20 Haziran 1928 tarihli (Vakit) gazetesinde
şu haberle duyurmuşlardı: (Dînimizde yeni hayata, ilerlemeğe uygun
olarak, yapılacak yenilikleri, İstanbul İlâhiyat Fakültesi profesörleri rapor
hâlinde hazırlamışlardır.) Bu raporu hazırlayan, altına
imza atıp kabul eden ilahiyat fakültesi profesörleri şunlardı: İsmail
Hakkı Baltacıoğlu, Fuad Köprülü, Halil Halid, İsmail Hakkı İzmirli, Halil
Nimetullah, Şerafeddin Yaltkaya, Mehmed Ali Aynî, Arapgirli Hüseyin Avni, Hilmi
Ömer, Yusuf Ziya (Yörükan).
İslam dininin ıslah etmek bahanesi ile onu tahrif ederek,
aslını bozmak ve hatta ortadan kaldırmak istedikleri arzusunu
taşıyan bu raporun özeti şöyleydi:
“Din de,
diğer sosyal teşekküller gibi, hayatın akıntısına uymalıdır. Din, eski
şekillere bağlı kalamaz. Türk demokrasisinde, din de, muhtaç olduğu
inkişâfı/gelişmeyi göstermelidir. Câmilerimiz kâbil-i iskân hâle
getirilmeli, sıralar, elbise askıları konmalı, içeriye ayakkabı ile
girilmelidir. İbâdet lisânı Türkçe olmalı, âyetler, hutbeler Türkçe
okunmalıdır. Câmilere müzik âletleri koymalıdır. Hutbeleri imamlar değil din
filozofları söylemelidir. Kur’ân-ı kerîmi, kelâm ilmi ile ve tasavvuf ile
değil, felsefe ile incelemelidir. Türkiye’nin siyâset-i aliyyesini alâkadar
eden ve bütün islam memleketleri için yaratıcı bir tesir yapacak olan bu
raporun kabûlünü dileriz.”
Dinde reformcuların hazırladığı bu rapor, dinsizliği mi, yoksa
dindarlığı mı övüyor? Bunu okuyucularımızın takdirlerine bırakıyoruz. (Dini
Islah Beyannamesi) adını taşıyan bu raporun
tam metni, o gün neşredilen gazetelerde ve Osman Nuri Ergin’in (Türk
Maarif Tarihi) isimli kitabının 5. cildinde,
bulunmaktadır.
İslamiyetin en korkunç, en zararlı düşmanı, Müslüman görünüp, din adamı şekline girip, İslamiyeti içten sinsice yıkmaya çalışanlardır. Bu din yobazları, önce Arabistan’da ve Hindistan’da türediler. Sonra İslam memleketlerinin her yerine yayıldılar. Bunlar, "Dinde reform yapacağız, İslâmiyeti hurâfelerden, bozuk şeylerden kurtaracağız, Kur’ânın emirlerini meydana çıkaracağız..." gibi, dostça sözlerle, yazılarla, İslamı içeriden yıkıyorlar. Bölücülük yapıyor, kardeşi kardeşe düşman ediyorlar. Hâlbuki İslâm dini, birleşmeği, sevişmeyi, yardımlaşmağı emretmektedir. İslamı içeriden yıkmak isteyenlere aldanmamak için, hakiki İslâm bilgilerini, İslâmın güzel ahlâkını, gençlere öğretmeliyiz. Temiz gençler dinde câhil bırakılırsa, yalancı kahramanlara, ikiyüzlü dostlara inanarak dinleri ve ahlâkları bozulur. Sonsuz felâketlere, uçurumlara sürüklenir...