Cennet ve Cehennem...

15/07/2024 Pazartesi Köşe yazarı R.A

“Cennet” ve “Cehennem” kelimeleri ne demektir? Bunların başka isimleri var mıdır? Tabakaları, kısımları, nevileri, çeşitleri nelerdir?

“Cennet” ve “Cehennem” konuları mevzû-i bahis edilince, insanın aklına birçok suâl geliyor. Evvelâ “Cennet” ve “Cehennem” kelimeleri ne demektir? Bunların başka isimleri var mıdır? Tabakaları, kısımları, nevileri, çeşitleri nelerdir?

 

Önce “Cennet” kelimesiyle konumuza başlayalım: “Cennet” kelimesi, dünyâda “bostân”, âhirette ise, “Cennet denilen, sonsuz nimetlerin bulunduğu yer” demektir. “Cehennem” de, burada “derin ateş kuyusu”, âhırette ise “Cehennem denilen azap dolu yer”e denir.

 

Demek ki sözlükte “Bahçe” demek olan “Cennet”: “Âhirette Müslümânların nîmet ve mutluluk içerisinde sonsuz olarak yaşayacakları yer” demektir.

 

Allahü teâlâ, Kur'ân-ı kerîmde (meâlen) buyurdu ki: “Rabbinizden (afv ve) mağfiret istemeye ve Cennet'e girmeye koşunuz; bunun için çalışınız! Cennet'in büyüklüğü, gökler ve yer küresi kadardır. Cennet, Allahü teâlâdan korkanlar için hâzırlandı. Bunlar, az bulunsa da mallarını Allah yolunda verirler, öfkelerini yenerler (belli etmezler), insanları (herkesi) affederler. Allahü teâlâ, ihsân edenleri sever. (Âl-i İmrân sûresi: 133)

 

Sevgili Peygamberimiz, hadîs-i şerîfte buyurmuştur ki: “Dikkat edin, Cennet için hazırlanan yok mudur? Kâbe'nin Rabbi'ne (Allahü teâlâya) yemîn olsun ki, Cennet'te tehlike diye bir şey yoktur. Cennet, parlayan bir nûr, etrâfa yayılan bir kokudur. Binâları kuvvetlidir. Irmakları devâmlı akar, bol ve kemâle ermiş meyve yeridir.” (İhyâu Ulûmiddîn)

 

İmâm-ı Rabbânî (kuddise sirruh) buyuruyor ki: “Kalbinde zerre kadar îmânı olan kimse, Cehennem'de sonsuz kalmayacak, Allahü teâlânın rahmetine kavuşarak Cennet'e girecektir.”

 

Altıparmak Muhammed Efendi’nin “Peygamberler Târihi”’nde [Meâricün-nübüvve fî medâricil-fütüvve, (Molla Miskîn Muhammed Muîn) (v. 954 h.)] Cennetin tabakaları şöyle anlatılmaktadır:

 

“Allahü teâlâ, Arş ve Kürsî altında, yedi kat göklerin üstünde, Arşın nûru ile birbirinden yüksek sekiz Cennet yaratmıştır:

 

1- Dârul-Cinân (Dârul-celâl): Kapısının üzerinde Kelime-i tevhîd, yâni Lâ ilâhe illallah yazılıdır.” (Erzurumlu İbrâhîm Hakkı)

 

2- Dârus-Selâm: Allahü teâlâ, Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki: “Allahü teâlâ, Dârus-selâma çağırır ve kimi dilerse, onu doğru yola iletir.” (Yûnus sûresi: 25)

 

3- Cennetül-Me'vâ: Allahü teâlâ, Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki: “Îmân edip de sâlih amel işleyenler için, yapmış oldukları iyi amellere karşılık konak olmak üzere Me'vâ Cennetleri vardır.” (Secde sûresi: 18)

 

4- Cennetül-Huld: Allahü teâlâ, Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki: “(Ey Resûlüm!) de ki: Acabâ bu Cehennem mi hayırlı, yoksa takvâ sâhiplerine (Allahü teâlâdan korkup harâmlardan kaçan kimselere) vadolunan Huld Cenneti mi? Ki bu, onlar için bir mükâfât, bir merci'dir (dönüş yeridir). Orada devâmlı kaldıkları hâlde, o takvâ sâhiblerinin her diledikleri vardır." (Furkân sûresi: 15-16)

 

“Yâ Rabbî! Sen’den, îmân, tükenmeyen nîmetler, Huld Cenneti'nde Muhammed aleyhisselâmla beraber olmayı isterim.” (İmâm-ı Gazâlî)