İlim öğrenmenin ve öğretmenin önemi

15/08/2022 Pazartesi Köşe yazarı R.A

"İlim rütbesi, rütbelerin en yükseğidir" hadîs-i şerîfi, ilim rütbesinin durumunu yeteri kadar ifâdeye kâfî olsa gerektir.

 

 

Herkesçe bilindiği gibi, mahlûkâtın, yaratıkların en üstünü olan “insan”ların diğer varlıklardan imtiyâzlı ve üstün olmaları, kuvvetle, vücut iriliğiyle, çok yemekle, yiğitlikle değil, îmân, ilim, ahlâk ve takvâya sâhip olmaları iledir.

"Şerefü'l-insâni bil-ilmi vel-edeb, lâ bil-mâli ve'n-neseb: İnsanın şerefi ilim ve edebledir. Mâl ve neseble değildir" kelâm-ı kibârı, konuyu ne güzel özetlemektedir? 

Yine "İlim rütbesi, rütbelerin en yükseğidir" hadîs-i şerîfi, ilim rütbesinin durumunu yeteri kadar ifâdeye kâfî olsa gerektir.

Bilindiği üzere, ilk emri, "Oku" diye başlayan İslâm dîninde ilme büyük ehemmiyet verilmiştir. İlim mevzûunda, ilmin temîn edeceği yüksek dereceler husûsunda, Kur'ân-ı kerîmde müteaddid âyet-i celîleler ve Peygamber Efendimizin birçok hadîs-i şerîfleri vardır.

Çünkü, şüphesiz ki kâmil bir îmân, tâm bir tâat ve ibâdet, Allahü teâlâya ve Resûl-i Ekremine bi-hakkın itâat ve ittibâ, iyiliği emretme ve kötülükten nehyetme, cihâd, i'lâ-yı kelimetullah için yapılacak çalışmalar, İslâmı en iyi şekilde teblîğ, Allah yoluna da'vet ve sâir hizmetler, lâyıkı vechile, ancak ilim, irfân ve hikmetle yapılabilir.

Kur'ân-ı kerîmde en çok geçen kelime, “Allah” lafz-ı celâlidir. Bu kelime, değişik şekillerde 2.697 defa geçmektedir. Kökü "alime" olan “ilim” kelimesinden müştak (türemiş) olan kelimeler de, Kur'ân-ı kerîmde pekçok defa zikredilmiştir. Mu'cemlerden, fihristlerden yaptığımız bir araştırmaya göre, bu kelimelerin sayısı toplam olarak 676 (altıyüz yetmişaltı)dır ki, “Allah” kelimesinden sonra, Kur'ân-ı kerîmde en sık geçen kelimelerden biri olduğunda şüphe yoktur.

Peygamberimiz, ilmin önemi ve âlimin fazîleti üzerinde o kadar durmuştur ki, iki sınıf dışındaki insanlarda âdetâ hayır olmadığını söylemiştir. Bu iki hayırlı sınıf ise, âlim (ilim adamı) ve öğrencidir.

İmâm-ı Gazâlî âlimlerin, velîlerin, mürşidlerin, rehberlerin, eğitimcilerin derece ve mertebesini ne kadar vecîz bir şekilde ifâde etmektedir. Buyuruyor ki: "İlim adamları olmasaydı, insanlar hayvânlar gibi olurlardı. Çünkü âlimler insanları, öğretim vâsıtasıyla barbarlıktan çıkarıp insanlık seviyesine yükseltirler."

Hazret-i Ömer Efendimizin: "Biz, en zelîl bir kavim idik; Allahü teâlâ, bizi İslâmiyyetle azîz eyledi" sözü ne kadar mânidârdır...

Bilinmeyen konuların mutlakâ ilim ehline sorulması, Kur'ân-ı kerîmde geçen bir emirdir. Büyük İslâm âlimi İmâm Gazâlî (rahmetullahi aleyh), her şehirde, akâid konusunda ortaya çıkacak tereddütleri gidermek için bir İslâm âliminin bulunmasının farz-ı kifâye olduğunu belirtmektedir.