Rum imparatorunun 'deli' dedikleri 'veli' kızı!..
15/10/2022 Cumartesi Köşe yazarı A.D
İbrâhîm Havvâs hazretleri evliyânın büyüklerindendir. İsmi,
İbrâhîm bin İsmail el-Havvâs olup, künyesi Ebû İshâk’tır. Cüneyd-i Bağdadî
hazretlerinin talebelerinden olup, Ebû Ca’fer Huldî ve Sürvân-ı Kebîr’in
üstadıdır. Yüksek makam ve kerâmetler sahibiydi. Bağdadlıdır. 291 (m. 903)
yılında Rey Câmiî’nde vefât etti. Gasil ve tekfinini Yûsuf bin el-Hüseyin
yaptı. Havvâs, hurma yaprağından zembil (sepet-torba) dokuyucu demektir.
Herkes tarafından medh edilmiş, kendisine "Tevekkül
edenlerin reîsi" denilmiştir. Konuşmaları hep hikmet doluydu. Seferleri
meşhûrdur. Defalarca Mekke’ye gitti. Sefere çıkacağı zaman ve başka
zamanlarında, iğne, iplik, makas ve su kabını yanından eksik etmezdi...
Bu mübarek zat, bizzat yaşadığı bir hadiseyi şöyle anlatır:
Bir sene hacca gitmeye niyetlendim ve yola çıktım. Maksadım Kâbe-i şerif olduğu
halde, gayri ihtiyâri ters yöne gidiyordum. Allahü teâlânın iradesi beni
Batı'ya doğru çekiyordu... Sonunda Kostantiniyye'ye (İstanbul'a) gitmeye karar
verdim. Şehre girdim. Yüksek bir köşk gördüm. Kapı önünde bir kısım
insanlar toplanmışlardı. Yaklaştım ve "Buraya niçin
toplandınız?" diye sordum. "Rum Kayseri’nin (imparatorunun) kızı
delirdi. Hekimler çare bulmak için toplandı" dediler.
"Bunda bir hikmet olsa gerek" dedim ve içeri girdim. Orada
Kayser’in kızını parlak ay gibi gördüm. Bana bakıp dedi ki:
- Hoş geldin, ey İbrahim Havvâs!
-
Beni nereden tanıyorsunuz?
- Canımı, Cânâna teslim etmek istedim ve Hak teâlâdan sevdiği bir kulunu
yanımda bulundurmasını niyaz ettim. Rüyamda buyuruldu ki: “Yarın
İbrahim Havvâs sana gelecek!”
-
Hastalığınız nedir?
- Bir gece dışarı çıkıp ibret nazarıyla gökyüzüne baktım. Kendimden geçtim. “Allahü
ehad ver-resulü Ahmed” [Allah birdir ve Peygamberi
Ahmed'dir (Muhammed)] sözleri dilime, manası kalbime geldi. Bunları
dilimden düşürmez oldum. Bu sebepten bana deli dediler.
-
Bizim diyarlara gelmek ister misin?
- Sizin diyarlarda ne var?
-
Mekke, Medine ve Beyt'ül-mukaddes...
- Sağ tarafına bak!
Baktım ki; Mekke, Medine ve Beyt'ül-mukaddes karşımda duruyordu. Az sonra;
- Vakit yaklaştı. İstek ve arzu haddi aştı, dedi
ve Kelime-i şehadet getirerek son nefesini verdi...
Definden sonra nedimesine "Prensesin en çok sevdiğiniz hasleti neydi?" diye sorduğumda "Çok cömertti" dedi...