Evliyanın kerametine inanmamak
15/12/2019 Pazar Köşe yazarı O.Ü
Evliyanın keşif ve kerametlerine inanmayanlar, evliyaya olan
itimatları yıkmaya çalışanlardır.
Sual: Bazı kimseler, evliyada meydana gelen, keşif ve kerametlere
inanmıyor. Böylelerine ne denebilir?
Cevap: Evliyanın keşif ve kerametlerine inanmayanlar, aslında Müslümanların
evliyaya olan itimatlarını yıkmaya çalışmaktadırlar. Hâlbuki, bu
davranışlar çok çirkin ve haksızdır. Çünkü, bir âyet-i kerimede meâlen; (Çok
zikrediniz. Zikretmekle kalp itminana kavuşur) buyuruldu. Hadis-i
şerifte; (Allah sevgisinin alameti, Onu çok zikretmektir) buyuruldu.
Hadis âlimleri; “Resulullah, her an zikrederdi” buyurdu. İşte bunun için bu
ümmetin büyükleri çok zikrederdi. Böylece, İslamiyetin bu emrini de yerine
getirmeye çalışırlardı. Çok zikredince, mübarek kalpleri itminana
kavuşurdu. (Her derdin şifası vardır. Kalbin şifası, zikrullahtır) ve (Takvanın
kaynağı, ariflerin kalpleridir) hadis-i şeriflerinin haber verdiği
gibi, kalp hastalığından, günahlardan kurtuldular. Allahü teâlânın
sevgisine kavuştular. İşte takva sahibi olan, kalpleri temiz olan, Allahü
teâlânın çok sevdiği bu büyük âlimler diyorlar ki:
“Çok zikrederken, dünyayı, her şeyi unutuyoruz. Kalbimiz ayna gibi oluyor.
İnsan uykuda, her şeyi unutunca, rüya gördüğü gibi kalplerimizde bir şeyler
görünüyor.” Bu gösterilenlere Keşif, Mükâşefe, Şühûd isimlerini veriyorlar.
Böyle olduğunu, her asırda binlerle evliya haber veriyor.
Çok zikretmek ibadettir. Çok zikredenleri Allahü teâlâ sever. Bunların
kalpleri, takva kaynağı olur. Bunları Kitap ve Sünnet haber veriyor. Bunlara
inanmayan, Kitaba ve Sünnete inanmamış olur. Kalpte keşif ve şühûd hasıl
olduğunu da, Allahü teâlânın sevdiği doğru Müslümanlar haber veriyor. Hadis-i
şerifte; (Çok zikredenin kalbinde nifak kalmaz) buyuruldu.
Bunları haber verenler, münafık olmayan, özü, sözü doğru kimselerdir. Keşif ve
keramet, böyle kimselerin tevatür hâlindeki haberleri ile bildirilmiştir.
Evet bunlar, Ümûr-i vicdâniyye, Ümûr-i zevkiyyedir. Başkalarına hüccet
olamaz. Bunlara inanmak emrolunmadı. Fakat, inanmak yasak da edilmemiştir.
Allahü teâlânın sevdiği salih Müslümanların tevatür hâlinde bildirdiklerine
inanmak, inanmamaktan daha iyidir. Müslümana hüsn-i zan olunur, haberlerine
güvenilir. İbadetlerde bile, sözlerine güvenilir. “İnkâr eden, mahrum olur”
sözü, meşhurdur.