"Memleketine gitme annen ölmedi!.."
16/02/2022 Çarşamba Köşe yazarı V.T
Bir medrese
talebesine, annesinin öldüğü söylenir. O da hocasından izin ister...
Abdullah Menûfî
hazretleri evliyânın büyüklerindendir. 1287 (H.686) senesinde Mısır'ın Buhayra
şehrinde doğdu. Çocukken temel din bilgilerini öğrenip, Kur'ân-ı kerîmi
ezberledi. Daha sonra birçok âlimden ilim öğrendi. Süleymân Şâzilî'nin
sohbetlerinde yetişip, vilâyet derecelerinde yükseldi. Mâlikî mezhebi fıkıh
bilgilerinde, tefsîr ve Arabî ilimlerde âlim oldu. 1347 (H.748)'de Mısır'da
vefât etti. Talebelerinden Halil bin İshâk Cündî'nin yazdığı Menâkıb-ı
Abdullah Menûfî adlı eserdeki menkıbe ve kerâmetleri, güzel sözleri,
dilden dile, gönülden gönüle dolaştı. Kerâmet ve menkıbelerinden bâzıları
şöyledir:
Talebeleri arasında yüzü ve hâlinin güzelliği ile meşhûr olan bir genç vardı.
Bir kadın, ona âşık oldu. Hîle ile, o talebenin kaldığı eve girdi. Kadın
kendisini kabûl etmesini isteyip, üzerine geldi. Talebe de, hocası Abdullah
Menûfî'den imdâd istedi. O anda duvar yarılıp, Abdullah Menûfî hazretleri içeri
girdi. Kadın korkup bayıldı. Ayılınca tövbe edip, güzel ahlâk sâhibi
hanımlardan oldu...
Bir gün hiç âdeti olmadığı hâlde bir kebabçı dükkânına girdi. Kebabçının yeni
kızarttığı kuzunun tamâmını satın aldı. Dükkândan uzaklaşınca, kuzuyu köpeklere
attı. Çok geçmeden, kuzunun dînimizde yenmesinin haram olduğu şekilde
öldürüldüğü anlaşıldı...
Talebelerinden birine haber gelip, annesinin öldüğü bildirildi. O da
hocasından, memleketine gitmek için izin istedi: "Hiçbir yere gitme! Annen
ölmedi!" buyurdu. Çok geçmeden talebenin annesinin ölmediği haberi
geldi...
Evinden, sultanların bile âciz kalacağı derecede yiyecek dağıtılırdı. Bâzen
elini sarığına uzatıp altın ve gümüş alır fakirlere verirdi. Ellerini yıkayıp
dışarı çıktığı zaman parmakları arasından su damlaları ile birlikte gümüş
çıkardı. Bu gümüşleri ilk karşılaştığı kimseye verirdi. Bir örtünün üzerine
oturduğu zaman örtünün altında hiçbir şey olmadığı hâlde elini örtünün altına
sokar, altın ve gümüş çıkarırdı. Kısa zamanda bir yerden bir yere gitmesi
meşhurdur...
Hırsızlar, Abdullah Menûfî hazretlerinin talebelerinin kaldığı yere gidip,
ambardan buğday yükleyip gittiler. Abdullah Menûfî hırsızlara haber
gönderip; "O, fakîrlerin hakkıdır, aldığınız gibi geri getirin!"
dedi. Onlar çaldıklarını inkâr ettiler. Bir günde, hırsızların bütün merkepleri
öldü. Bunun, o büyük zâtı üzmelerinin cezâsı olduğunu anlayıp, günahlarına tövbe
ettiler. Ellerindekini getirip sâhiplerine geri verdiler. Hak sâhipleriyle
helâlleştiler.