"Kur’ân-ı kerîm oku; ancak!"
16/03/2019 Cumartesi Köşe yazarı A.U
Evliyânın büyüklerinden Fudayl bin İyâd hazretleri,
187 (m. 803) yılında Mekke’de vefât etti.
Bu zâtın bir oğlu vardı.
Ne zaman Kur’ân-ı kerîm’i dinlese, “âhiret korkusundan”
bayılır, düşerdi!
Bir gün babasının yanına bir hâfız geldi.
Sesi çok güzeldi.
Ona oğluna gösterip;
"Şu oğluma güzel sesinle Kur’ân-ı kerîm oku. Ama
Zilzâl ve Kâri'a sûrelerini okuma sakın!" buyurdu.
Hâfız merak etti ve
“Niçin?” diye sordu.
Hazret-i Fudayl;
"Çünkü azap âyetlerini dinlemeye tâkat getiremez ve
güç yetiremez. Cehennem korkusundan bayılır, hattâ ölebilir!" buyurdu.
Hâfız durumu anladı...
"Peki efendim" dedi.
Ve gidip Kur’ân-ı kerîm okumaya başladı çocuğa. Ama unutup
“Kâri'a” sûresini de okudu...
Dördüncü âyetini okuyunca, çocuk "Allah!” deyip
düştü...
Baktılar, ölmüştü!
Babasına söylediler.
Fakat mübârek zât üzülecek yerde gayriihtiyâri tebessüm
etti. Kendisine;
"Bu zaman gülünecek vakit midir
efendim?" dediler.
Onlara cevâben;
"Resûlullaha uydum" buyurdu.
"Nasıl?" dediler.
"Resûlullah’ın da oğlu vefât etmişti... Efendimize
yapılan, bana da yapıldı. Onu düşünerek sevinip güldüm" dedi.