İmanı gideren söz söyleyince...
16/05/2022 Pazartesi Köşe yazarı O.Ü
Küfre sebep olan sözü,
hata ederek, yanılarak veya tevilli olarak söyleyenin imanı ve nikâhı bozulmaz.
Sual: Bir Müslüman,
bilerek veya bilmeyerek imanı gideren bir söz söyleyince, imanı gidip,
Müslümanlıktan çıkmış olur mu?
Cevap: Bu konu
hakkında, Berîka, Hadîka ve Mecmâ'ul-enhürde buyuruluyor ki:
“Erkek veya kadın, bir
Müslüman, âlimlerin söz birliği ile küfre sebep olacağını bildirdikleri bir
sözün veya işin küfre sebep olduğunu bilerek, amden, tehdit edilmeden, istekle,
ciddi olarak veya güldürmek için söyler, yaparsa, manasını düşünmese dahi
imanı gider, mürted olur. Buna Küfr-i inâdî denir. Küfr-i inâdî ile mürted
olanın, yani dinden çıkanın, evvelki ibadetlerinin sevapları yok olur. Tövbe
ederse, geri gelmezler. Zengin ise, tekrar hacca gitmesi lazım olur. Mürted
iken kılmış olduğu namazları, tuttuğu oruçları, verdiği zekâtları kaza etmez.
Mürted olmadan önceki yapmadıklarını kaza eder. Çünkü, mürted olunca, evvelki
günahları yok olmaz. Mürted zamanında yapmadıklarını kaza etmez. Küfr-i inâdî
ile mürted olanların nikâhları bozulur. Tekrar imana gelince, iki şahit yanında
Tecdîd-i nikâh yapmaları lazım olur. Tövbe etmek için yalnız Kelime-i şehadet
söylemeleri kâfi değildir. Küfre sebep olan şeyden de tövbe etmeleri lazımdır.
Eğer, küfre sebep olduğunu bilmeyip söyler, yaparsa veya küfre sebep olacağı,
âlimler arasında ihtilaflı olan bir sözü amden, bilerek söylerse, imanının
gideceği ve nikâhının bozulacağı, şüphelidir. İhtiyat olarak, tecdîd-i îmân ve
nikâh etmesi iyi olur. Bilmeyerek söylemeye Küfr-i cehlî denir. Çünkü her
Müslümanın, bilmesi lazım olan şeyleri öğrenmesi farzdır. Bilmemesi özür değil,
büyük günahtır. Küfre sebep olan sözü, hata ederek, yanılarak veya tevilli
olarak söyleyenin imanı ve nikâhı bozulmaz. Yalnız tövbe ve istiğfar, yani
tecdîd-i îmân etmesi ihtiyatlı olur. Tecdîd-i nikâh lazım olmaz.”
Camilere giden
Müslümanın küfr-i inâdî ile mürted olması, dinden çıkması düşünülemez. Yalnız
diğer dört şekil ile küfür söylemesi ihtimali olduğu için, imam efendiler
cemaate;
(Allahümme innî ürîdü
en üceddidel îmâne vennikâha tecdîden bi-kavli lâ ilâhe illallah Muhammedün
resûlullah) okutarak, tövbe ve tecdîd-i îmân ve nikâh yaptırıyorlar. Böylece;
(Lâ ilâhe illallah diyerek, tecdîd-i iman yapınız!) hadis-i şerifindeki emir yapılmış olmaktadır.