Peygamberimizin yüksek şeref ve fazileti -5-
16/11/2020 Pazartesi Köşe yazarı R.A
Hadîs-i
şerîfte meâlen buyuruldu ki: “Her Peygamber, yalnız kendi
kavmine geldi; ben ise, bütün insanlara gönderildim.”
Bilindiği gibi, son Peygamber olan Hazret-i Muhammed aleyhisselâmdan önceki
bütün Peygamberler, belli zaman dilimlerine gönderilmişler, onların ahkâm-ı
şer’iyyelerinin (dînlerinin) geçerlilik müddetleri belli zamanlarda dolmuş,
bitmiş; getirdiği hükümler, kıyâmete kadar geçerli olan bir tek
Hazret-i Muhammed aleyhisselâm kalmıştır.
Peygamber Efendimiz, Âdem aleyhisselâm yaratılmadan önce de Peygamber olup
bi’setinden itibâren bütün insanlara gönderilmiştir. “Ben yaratılış
yönüyle Peygamberlerin ilki isem de, hepsinden sonra gönderildim.” [İmâm-ı
Gazâlî]
Bir hadîs-i şerîf meâli şöyledir:
“Her Peygamber, yalnız kendi kavmine geldi; ben ise, bütün insanlara
gönderildim.” [Buhârî, Müslim, Tirmizî, Nesâî]
Allahü teâlâ, Kur’ân-ı kerimde, kendi isminin yanında, defalarca,
Habîbinin ismini de zikrediyor. Habîbinin ismini kendi isminin yanından
ayırmayan Allahü teâlâdır. Îmânda da, itâatte de kendi isminin yanında
bildirmiştir. Bu husûstaki bazı âyet-i kerîme meâlleri şöyledir:
“Allah’a ve Resûlüne itâat edin ki, rahmete kavuşturulasınız.” [Âl-i İmrân 132]
“Allah’a ve Resûlüne itâat edenler, Allah’ın kendilerine lutuflarda
bulunduğu nebîler, sıddîklar, şehîdler ve sâlihlerle berâberdirler…” [Nisâ, 69]
“Resûle itâat eden, Allah’a itâat etmiş olur.” [Nisâ, 80]
“Allah’a ve Resûlüne karşı gelen, bilsin ki, Allah’ın azâbı çok
şiddetlidir.” [Enfâl, 13]
“Allah’a ve ümmî nebî olan Resûlüne îmân edin ve uyun ki doğru yolu bulun.” [A’râf, 158]
“Allah’a itâat edin, Peygambere de itâat edin; işlerinizi boşa
çıkarmayın.” [Muhammed, 33]
“Allah ve Resûlüne itâat eden, en büyük kurtuluşa ermiştir.” [Ahzâb, 71]
“Allah’a ve Resûlüne itâat ederseniz, işlediklerinizden bir şey
eksilmez.” [Hucurât, 14]
Allahü teâlâ, kendisine ve Resûlüne itâati beraberce emrettiği gibi, sâdece
Habîbine uymayı da bildiriyor:
“Resûlüme uyun ki, doğru yolu bulun!” [A’râf 158, Nûr 54]
“Resûlümün verdiğini alın, yasakladığından da sakının!” [Haşr, 7]
“O, kendiliğinden konuşmaz. Onun [dîn ile ilgili] her sözü vahiy
iledir.” [Necm, 3-4]
“İhtilâfa düştükleri şeyi insanlara açıklaman için ve îmân eden bir kavme
de hidâyet ve rahmet olsun diye bu kitâbı sana indirdik.” [Nahl, 64]
“Namaz kılın, zekât verin, Resûle itâat edin ki size merhamet
edilsin.” [Nûr, 56]
“Kimi, ona [Resûlüme] îmân etti, kimi de, ondan yüz çevirdi. Bunlara da çılgın ateşli Cehennem yetti. Âyetlerimizi inkâr ederek kâfir olanları elbette ateşe atacağız.” [Nisâ, 55-56]