Rüyâda gelen şifâ...
16/11/2021 Salı Köşe yazarı R.A
İmâm-ı Bûsırî
hazretleri, ömrünün sonuna doğru felç hastalığına tutulup bedeninin yarısı
hareketsiz kalmıştı. Ve bir gün...
“İmâm-ı Bûsırî” diye meşhûr olan
İslâm âlimlerinin meşhûrlarından ve tasavvuf büyüklerinden Muhammed bin
Abdullah es-Senhâcî, aslen Mağripli olup, dedeleri Mısır’a
yerleşmişlerdir. 1211 (H. 607) veya 1213 senesinde Mısır’ın “Bûsır” şehrinde
doğmuş, 1295 (H. 695) senesinde İskenderiyye’de vefât etmiştir. Kabri
İskenderiyye’de sâhile yakın, kendi adıyla anılan câminin içindedir.
İmâm-ı Bûsırî,
Ebü’l-Abbâs-ı Mürsî hazretlerinin, o da, Ebü’l-Hasan-ı Şâzilî hazretlerinin
talebesidir. Evliyâlık yolunda çok yüksek derecelerin sâhibiydi.
Hadîs ilminde derin
bir âlim olup, hattâtlıkta pek mâhir, bilhassa şiirde ifâdesi çok tatlı ve derin
mânâlıydı. Dinleyenlere çok tesîrli olurdu.
Başta Resûlullah
Efendimize (sallallahü aleyhi ve sellem) olmak üzere, Eshâb-ı kirâma ve
Evliyâ-i kirâma muhabbeti, sevgisi ve bağlılığı çok fazlaydı. Peygamber
Efendimize sevgisini, Mudariyye, Hemziyye ve Kasîde-i
Bürde adıyla meşhûr kasîdeleriyle ifâde etmiştir.
İmâm-ı Bûsırî’nin
“Kasîde-i Bürde” ismiyle meşhûr olan kasîdesinin asıl ismi,
“El-Kevâkibü’d-Dürriyye fî Medhi Hayril-Beriyye”dir. Bu kasîde pek
meşhûr olup, bütün âlimlerin ve evliyânın iltifâtlarına kavuşmuştur. Hastalara
okununca iyi oldukları, okunan yerlerin dertlerden, belâlardan emîn oldukları
görülmüştür. [Tabîî ki, faydalanmak için inanmak ve hâlis niyetle okumak
lâzımdır.]
Bu kasîdenin
yazılmasına sebep olan hâdise şöyle anlatılmaktadır:
"İmâm-ı Bûsırî
hazretleri, ömrünün sonuna doğru felç hastalığına tutulup bedeninin yarısı
hareketsiz kaldı. Allahü teâlâya, hastalığına şifâ vermesi için, Resûlullah
Efendimizi vesîle edip çok duâ eyledi. Bu hâldeyken, Kâinâtın Efendisi,
insanların en üstünü Hazret-i Muhammed (aleyhis-selâm)’ı öven meşhûr kasîdesini
yazdı. Rüyâda onu Resûlullah'a okuyup arz etti. Çok beğendi, hoşuna gitti.
Hemen, üzerinde bulunan mübârek bürdesini çıkarıp, İmâm-ı Bûsırî'ye giydirdi.
Bedeninin felçli olan yerlerini de mübârek eli ile sığadı. [Bürde, hırka, palto
demektir.]
Uyanınca, sıhhate
kavuştuğunu gördü. Ayrıca Peygamber Efendimizin rüyâda giydirdiği bürde de
üzerinde idi. Bunun için bu kasîdeye “Kasîde-i Bürde” denildi.
İmâm-ı Bûsırî
sevinerek sabâh namazına giderken, yolda evliyâdan salâh ve zühd sâhibi bir
zâta rastladı. O zât İmâma; "Ey Bûsırî, kasîdeni dinlemek
isterim" dedi. O da, “Benim kasîdelerim çoktur. Hepsini
herkes bilir" dedi.
O zât; "Kimsenin
bilmediği, bu gece Resûlullah'a okuduğunu istiyorum" deyince “Ben
bunu hiç kimseye söylemedim. Sen nereden bildin?" dedi. O zât da,
İmâmın rüyâsını, olduğu gibi haber verdi.
Çeşitli dillerde
doksandan fazla şerhi bulunan Kasîde-i Bürde, 10 kısımdan meydâna
gelmektedir:
[Resûlullah’a olan sevginin kıymeti, insanların nefislerinin kötülüğü, Resûlullah’ın medhi, dünyâya gelişi, duâlarının hemen kabûl olduğu, Kur’ân-ı kerîmin medhi, Resûlullah’ın Mîrâcındaki incelikler, cihâdları, Allahü teâlâdan afv, mağfiret ve Resûlullah’tan şefâat talebi, Resûlullah’ın derecesinin yüksekliği bildirilmektedir.]