"Bizi belâlardan kurtar yâ Rabbî!"
17/03/2023 Cuma Köşe yazarı V.T
Ebû Bekr-i Nessâc hazretleri evliyânın büyüklerindendir. İran’ın
Tûs (Meşhed) şehrinde doğdu. 1094 (H.487) senesinde aynı yerde vefât etti.
Ebü'l-Kâsım Gürgânî'nin ilim meclislerinde ve sohbetlerinde bulunup,
talebelerinin ileri gelenlerinden oldu. Ayrıca Ebû Bekr-i Dîneverî ve başka
âlim ve velî zâtlarla görüşüp onların sohbetlerinde bulundu. Zâhirî ilimlerde
derece sâhibi olup tasavvuf yolunda ilerledi. Allahü teâlâya olan niyâz ve
münâcâtları meşhurdur. Şöyle dua ederdi:
Yâ Rabbî! Orada bizi, babalarımız, annelerimiz, yakınlarımız ve
çoluk çocuğumuzla en güzel bir hâlde berâber bulundur. Dünyâda iken bizimle
ülfetleri, yakınlıkları olanları da bize kat. Onları umduklarına kavuştur.
Dilediklerinden fazlasını ver. Dünyâdan îmânla ayrılan bütün mümin erkek ve
kadınlara rahmetinle muâmele eyle. Onlardan hayatta olanların günahlarını
affeyle, tövbelerini kabûl eyle. Zulüm ve haksızlığa uğrayanlara yardım et.
Hastalarına şifâ ver. Bize ve onlara nasûh tövbe etmek nasîb et. Çünkü sen, çok
ihsân sâhibisin ve her şeye kâdirsin.
Yâ Rabbî! Senin yolunda cihâd edenlere yardım eyle. Hem idâreciyi hem de idâre
edileni ıslâh eyle. Müslümanların işlerini üzerine alanlara, Müslümanlara karşı
şefkat ve merhamet nasîb et.
Yâ Rabbî! Sözlerimi birleştir. Bizden fitneyi gider. Belâlardan kurtar. Bize
Müslümanlar arasında ihtilaf gösterme. Bizleri sana yaklaştıran şeylerde
birleştir.
Yâ Rabbî! Bizi aziz kıl, zelîl kılma. Bizi, senin rızâna götüren dünyâ ve
âhiret işlerinde birleştir. Bu ancak senin yardımınla olur.
Yâ Rabbî! Bize, senden korkmayı, sana tâzim ve hürmeti, sevdiklerine lütfettiğin
mârifet ve nîmetlerini bize ihsân ve bunları devamlı eyle.
Yâ Rabbî! Bedenlerimize, bütün kardeşlerimize, bizden sonra gelecek çoluk
çocuğumuza, yakınlarımıza, sıhhat ve âfiyet ihsân eyle. Bu âfiyeti diğer bütün
mümin erkek ve kadınlara da ver."
Yâ Rabbî! Sen düşmanlarından intikam alıcı, çirkin işleri
beğenmeyip âsilere azâb edicisin. Senin azabın çok çetindir...
Allahü teâlâya kavuşmak aşkıyla yanarak yaptığı bir münâcâtından
sonra, kendisine şöyle bir nidâ geldi: "Ey Nessâc! Bizi talep ve
isteme derdi ile kanâat et! Zîrâ bu derdi talep şerefi, herkese ihsân
edilmiş değildir."
"Tevekkül nedir?" diye soran bir talebesine; "Tevekkül, varlığı
ve darlığı Allahü teâlâdan başkasından bilmemektir" buyurdu.