Bayramda akraba ziyareti
17/06/2024 Pazartesi Köşe yazarı O.Ü
Sual: Akraba ziyareti, bayram günleri daha çok ön plana çıkmaktadır. Bu ziyaretlerde nasıl hareket etmeli ve öncelik sırası nasıldır?
Cevap: Konu ile alakalı
olarak Hadîkada deniyor ki:
“Anayı, babayı ve mahrem akrabayı ziyaret etmek
vaciptir. Hiç olmazsa, selam göndererek, tatlı mektup yazarak ve telefon ederek
bu günahlardan kurtulmalıdır. Selamın, mektubun ve sözle, para ile yardımın
miktarı ve zamanı yoktur. Lüzum ve imkânı kadar yapılır. Zî-rahm-i mahrem
olmayanlara bunlar vacip değildir. Bunlar önce anaya, sonra babaya, sonra
evlada, sonra ecdada, dedelere, sonra ceddada, ninelere, sonra erkek ve kız
kardeşlere, amcalara, halalara, dayılara ve teyzelere yapılır. Bunlardan sonra,
zî-rahm-i mahrem olmayan amca oğluna, amca kızına ve hala, dayı ve teyze
çocuklarına, sonra nikâh sebebi ile akraba olanlara, sonra komşulara yardım ve
ihsan etmek çok sevaptır.”
Görülüyor ki, Müslüman olan ve İslamiyete uygun
akrabayı ziyaret etmelidir. Hiç olmazsa haftada veya ayda bir ziyaret etmeli,
kırk günü geçirmemelidir. Uzak memlekette ise, mektupla ve telefonla gönlünü
almalıdır. Dargın, kinli ise de, vazgeçmemelidir. Akrabası gelmezse, cevap
vermezse de, giderek veya hediye, selam göndererek, yahut mektupla ve telefonla
yoklamaktan vazgeçmemelidir. Allahü teâlâ, Müslüman olan ve salih olan akrabayı
ziyareti emrediyor. Berîka ve Hadîka kitaplarında deniyor ki:
“Akraba ile ilişiği kesmek büyük günahtır. Erkek
olsun, kadın olsun zî rahm-i mahrem akrabayı ziyaret etmek vaciptir. Amca kızı
gibi mahrem olmayan zî rahm akrabayı ve zî rahm olmayan akrabayı ziyaret vacip
değildir. Fakat bunlara da hediye, selam yollamak müstehaptır.”
Sual: Birbirine dargın olanları barıştırmanın da
sevabı olur mu?
Cevap: Dargın olanları
barıştırmak sünnettir, sevaptır. Davut aleyhisselamın yanına iki kişi
gelip, birbirini şikâyet ettiler. Dinleyip karar verip giderken, Azrâîl
aleyhisselam gelip;
-Bu iki kişiden, birincisinin eceline bir hafta kaldı.
İkincisinin ömrü de, bir hafta önce bitmişti, fakat ölmedi dedi. Davut
aleyhisselam hayret edip, sebebini sorunca;
-İkincisinin bir akrabası vardı. Buna
dargın idi. Bu gidip, onun gönlünü aldı. Bundan dolayı, Allahü teâlâ, buna
yirmi yıl ömür takdir buyurdu, dedi.