Sen kendini kurtardın, ya biz?
17/07/2022 Pazar Köşe yazarı A.U
Kânûnî Sultân Süleymân’ın bir vasiyeti
vardı.
Şahsına ait bir
çekmecenin mezarına konmasını istiyordu.
Nihayet bir savaşta
vefat etti.
Cenazesi İstanbul'a
getirildi.
Defin işlemlerine
başlandı.
Ve o çekmece
getirildi.
Devlet erkânı,
şeyhülislam Ebüssüûd Efendi’ye; “Sultanımızın bir vasiyeti var” diye
arz ettiler.
Şeyhülislam vasiyeti
dinledi.
Ve buyurdu ki:
“Zinhar böyle bir
vasiyeti yerine getirmeyesiz! Zîra dîn-i mübîne aykırıdır.”
Bunun üzerine,
vasiyetin yerine getirilmesinden vazgeçildi. İyi de ne vardı çekmecenin içinde?
Herkes bunu merak
ediyordu.
Uzun istişareler
yapıldı.
Danışılıp konuşuldu.
Sonunda karar verildi
ki:
“Çekmece açılsın!”
Çekmeceyi açtılar.
Baktılar ki,
çekmecenin içi, Hükümdar’ın ömrü boyunca yaptığı her icraat ve her sefer kararı
için dinimize uygundur diye Şeyhülislam’dan aldığı fetvalarla doluydu.
Ebüssüûd Efendi bunu
gördü.
Bir tuhaf oldu.
“Hey koca Sultân! Sen,
Allah katında kendini temize çıkardın. Mesuliyeti bize yıktın. Bakalım biz
bunun altından nasıl kalkacağız?" dedi.
Ve uzun uzun ağladı!