"Sen kendini kurtardın, ya biz?"
17/07/2023 Pazartesi Köşe yazarı A.U
Kânûnî Sultân Süleymân’ın bir vasıyeti
vardı.
Şahsına âit bir
"çekmece"nin mezarına konmasını istiyordu.
Nihâyet bir savaşta
vefât etti.
Cenâzesi İstanbul'a
getirildi.
Defin işlemlerine
başlandı.
Ve o
"çekmece" getirildi.
Devlet erkânı,
Şeyhülislâm Ebüssüûd Efendi’ye; “Sultânımızın bir vasiyeti var” diye
arz ettiler.
Şeyhülislâm vasiyeti
dinledi.
Ve buyurdu ki:
“Zinhâr böyle bir
vasiyeti yerine getirmeyesiz! Zîra dîn-i mübîne aykırıdır.”
Bunun üzerine,
vasiyetin yerine getirilmesinden vazgeçildi. İyi de ne vardı çekmecenin içinde?
Herkes bunu merak
ediyordu.
Uzun istişâreler
yapıldı.
Danışılıp konuşuldu.
Sonunda karar verildi
ki:
“Çekmece açılsın!”
Çekmeceyi açtılar.
Baktılar ki,
çekmecenin içi, Hükümdârın ömrü boyunca yaptığı her icraat ve her sefer kararı
için (dînimize uygundur) diye Şeyhül İslâm’dan aldığı (Fetvâ)larla
doluydu.
Ebüssüûd Efendi bunu
gördü.
Bir tuhaf oldu.
“Hey koca Sultân! Sen,
Allah katında kendini temize çıkardın. Mesûliyeti bize yıktın. Bakalım biz bunun
altından nasıl kalkacağız?" dedi.
Ve uzun uzun ağladı!..