Peygamberimizin yanında ondört kişi kalmıştı...
17/09/2021 Cuma Köşe yazarı A.U
Uhud’da müşrik İbni Kamîa,
hazret-i Mus’ab'ı şehîd etti.
Efendimizi öldürdüğünü
sandı.
Zîrâ Ona çok
benziyordu.
Sevinçle koştu
müşriklere.
Ve seslendi ki:
"Ben Muhammed'i
öldürdüm!"
Kâfir, bas bas
bağırıyordu.
Müşrikler sevinç
içindeydiler.
Müslümanlarsa kan
ağlıyordu!
Kimi üzüntüden cengi
bıraktı.
Kimi de çöküp öylece
kaldı.
Sevgili
Peygamberimizin yanında ondört kişi kalmıştı.
Yedisi
Muhâcirlerdendi.
Yedisi de Ensâr’dan.
Biri de, Ebû
Dücâne idi.
Bu sahâbî, Resûlullahın
yanından hiç ayrılmamak üzere söz verip bîat eden, üçü Muhâcir, beşi de
Ensârdan olan sekiz sahâbîden biriydi.
Bunlar çok
çarpıştılar.
Canlarını hiçe
saydılar!
Yine de şehîd
olmadılar.
Çünkü bunlara, Sevgili
Peygamberimiz duâ etmişti.
O ara müşrikler
toplandılar.
Efendimizi ok
yağmuruna tuttular.
Biri de, Mâlik bin
Züheyr idi.
Efendimizi nişan alıp,
bir ok attı.
Hazret-i Talha bunu gördü.
Ok tam Resûlullaha
çarpacaktı.
O, sür’atle bir elini
kaldırdı.
Ve o gelen oka karşı
tuttu.
Ok, eline çarptı ve
parçaladı.
Parmakları koptu!
Hazret-i Talha, Uhud'da altmış altı yerinden yara almıştı...