Mutlu olmak isteyen, herkese iyilik eder!..
17/10/2020 Cumartesi Köşe yazarı A.D
Dünyada huzurlu olmak, başkalarının huzurunu temin etmekten geçer. Daha çok
neşeli olmak isteyen, herkese iyilik etmelidir...
İyilik eden de, kötülük eden de kendine eder. O hâlde hep iyilik etmeli.
Yaratılış itibarıyla, insan kendine düşkündür. Fakat nefsine, şeytana uyduğu
için, maalesef kendine kötülük eder. Şu üç günlük dünyada ömrümüzü, kendimize
iyilik etmekle geçirmeye çalışalım. Peki, insan kendine nasıl iyilik eder?
Tabii ki başkasına iyilik etmekle. Yani başkasına ne kadar çok iyilik edersek,
o kadar kendimize iyilik etmiş oluruz.
Bir musibete maruz kalınca, hemen karşımızdakine kızarız. "Filan kimse
niye böyle yaptı?" deriz. Hâlbuki kabahatli biziz, hata bizdedir.
"Hata bende" diyen dünyanın en mutlu insanı olur. Ama
"Kabahat onda, ben haklıyım, o haksız" diyen, hep üzüntü ve
sıkıntı içinde yaşar. O hâlde ferahlamak, huzurlu olmak, başkalarının huzurunu
temin etmekten geçer. Daha çok neşeli olmak isteyen, herkese iyilik etmelidir.
Allah’tan korkmalı, hiçbir Müslümanın aleyhinde konuşmamalı. Biz onun
hesabını görmekle görevlendirilmedik. Hiç kimsede hata, kusur görmemeli.
Görülmüşse de affetmeli. Hep iyi tarafını görmeli, hep iyi tarafını
konuşmalı, hep iyiliğinden bahsetmeli. Sevmiyorsak, hiç olmazsa susmalı...
Peygamber Efendimiz, "rahmeten lil-âlemîn"dir. Herkese iyilik
için, merhamet edici olarak gelmiştir...
***
Büyük İslâm âlimi Hüseyin Hilmi Işık Efendi (kuddîse sirrûh) bir sohbetinde
buyurdu ki:
Şeyh Rükneddîn Ebü’l-Feth Hindistan’ın büyük velîlerindendir.
Şihâbüddîn Sühreverdî hazretlerinin yolunda, dîn-i İslâma hizmet
ile meşgul oldu.
Şeyh Rükneddîn hazretleri, talebelerinden birine
yazdığı mektubunda şöyle buyurdu:
“Bir gün Emîr-ül-müminîn Hazret-i Ali;
-Ben hiç kimseye asla iyilik ve kötülük etmedim, buyurdu.
Oradakiler bu söze hayret ettiler ve;
-Ey Emîr-ül-müminîn, belki sizden hiç kimseye karşı bir kötülük meydana
gelmiş değil ama, iyilik için ne buyurursunuz? dediler.
Hazret-i Ali (radıyallahü anh) bu soruya cevaben buyurdu ki:
-Allahü teala Câsiye sûresi 15'inci âyet-i kerîmede meâlen; “Sâlih
(iyi) amel eden kendine, kötülük eden de kendine etmiş olur” buyurdu. Ben
birine iyilik ettiğim zaman, bana sevap yazılıyor, ona yazılmıyor
ki! O biraz seviniyor, o kadar. Ama esas kârda olan benim,
çünkü âhirette, o iyiliğin makâfâtına ben kavuşacağım. O hâlde ben,
kendime iyilik yapıyorum, onlara değil...”
Bu sebepledir ki din büyükleri; “Bu, kişinin iyiliği için yeter” demişlerdir...