Nefse mi, Allaha mı güvenmelidir?
17/10/2023 Salı Köşe yazarı O.Ü
Sual: Bazı din adamı kılığındaki
reformistler; “Müslümanlar, rızkın ezelde ayrıldığına inandıkları için
çalışmayı lüzumlu görmezler. Nefsine güvenmek ise, insana hayat için mücadele
kuvveti verir. Yaşamak istiyorsak, kendimizde itimad-ı nefs hasıl edelim”
diyorlar. Bunların bu sözlerinin gerçeklik payı var mıdır?
Cevap: Birinci
Cihan Harbinde böyle ateşli itimad-ı nefs dersleri fazlası ile verilmiş ve
ne büyük belalara çarpıldığı da görülmüştür. Nefse güvenmek böyle deli gibi
saldırmalara sebep olmuştur. Birinci cihan harbinde nefse güvenmek yerine,
Allaha tevekkül hâkim olsa idi, o hareketlerden, makul ve meşru olan ince
noktalardan hiçbiri ihmal edilmezdi. Çünkü, Allaha tevekkül etmek için,
İslamiyete uymak lazımdır. Bu da, bütün ince noktalara ehemmiyet verdirir.
İslamiyet, hem çalışmayı, hem de tevekkülü birlikte emretmektedir. Tembel
oturup da, tevekkül ediyoruz diyenler, bu iki vazifeden birini yapmayan
kimselerdir. Çünkü, İslamiyetin iki emrinden birincisini yapıyor, ikincisini yapmıyorlar.
Bunları kötüleyen reformcular da, birinci vazifeyi bırakıp, ikincisini
istemekle, kötüledikleri kimseler gibi kusurlu oluyorlar. Bunların hatası,
çalışmayanların hatasından daha büyük oluyor. Çünkü biz, elimizden geldiği
kadar çalıştıktan sonra, Allaha tevekkül ederek, işimizin karşılığını Allahtan
beklemek ihtiyacında bulunduğumuz gibi, çalışırken bile nefsimize o kuvveti
veren Allahı unutmayarak asıl tükenmez ve yenilmez kuvvetin Allahı unutmamakta
olduğunu düşünerek, ondan yardım beklemek üzere ikinci bir tevekküle muhtacız.
(Allah
size yardım ederse, kimse size galip gelemez. Size yardım etmezse, kimse yardım
edemez. O hâlde, müminler Allaha tevekkül etsinler!)
(Sevgili
Peygamberim! Onlara de ki, Allahü teâlâ dilemedikçe, kendime hiçbir fayda ve
zarar getirmeye kadir değilim) meâlindeki âyet-i kerimeler
ve daha nice benzerleri var iken, tevekkülü kaldırarak itimad-i nefs diye bir
şey aramak, dine yardım ettiklerini söyleyenlere yakışır mı? Bunlar, biz
tevekkülün yanlış anlaşılmasına karşı, bunu istiyoruz da, diyemezler. Çünki,
itimad-i nefs, yani kendine güvenmek, tevekkülün tersi ve tevekkülü bozan bir
şeydir. Bundan başka, egoistliğe, kendini beğenmeye yol açar.