İnsanoğlu, her arzu ettiğine kavuşamaz!
17/10/2024 Perşembe Köşe yazarı S.A
Mümin, başına hayır ve şer geldiğinde "ben bunu bekliyordum" diyendir. “Kadere inanan, kederden kurtulur” demişlerdir...
Dünyada rahatlığın olmadığını hatırlayan
insan üzülmez... Dünyada rahatlık olsaydı, peygamberlere nasip
olurdu. Hâlbuki onların çektiği sıkıntılar başkalarından kat kat fazladır.
İnsanoğlu her arzu ettiği şeye kavuşamıyor. Evdeki
hesap çarşıya uymuyor. Yelkenli gemilerin istemediği yönden rüzgâr
esebiliyor. Zengin, zenginliğini ölünceye kadar muhafaza edemeyebilir. Bunlar
da üzüntülere sebep olmaktadır...
Üzüntülerimizin azalması için, en büyük ilaç, kadere
iman etmek ve Rabbimizin takdirine razı olmaktır. Biz ondan razı olursak o da
bizden razı olur. Mümin, başına hayır ve şer geldiğinde "ben bunu
bekliyordum" diyendir. “Kadere inanan, kederden kurtulur” demişlerdir...
İbrahim bin Edhem hazretleri bir adamı çok üzgün
görür, ona üç soru sorar:
-Dünyada meydana gelen bütün hadiseler takdir-i ilahi
olmadan meydana gelebilir mi? "Hayır" diye cevap verir adam.
İkincisi: Sana ayrılan rızkı başkası yiyebilir
mi? "Hayır" der.
Üçüncüsü: Sana verilen ömürden kısalma olabilir mi?
Ona da "hayır" diye cevap verir.
İbrahim bin Edhem hazretleri o zaman adama buyurur
ki: "O hâlde niçin üzülüyorsun?"
Hazreti Ömer (radıyallahü anh) buyuruyor
ki: "Başıma bir musibet geldiği zaman üç şeyden dolayı hamd
ediyorum:
1- dinime gelmediği için. En büyük musibet dine
gelendir, sonra bedene, sonra mala gelendir. Dine gelen ahiret hayatı ile
ilgilidir. Mesela, bir vakit namazı bilerek kazaya bırakmak en ağır
hastalığa yakalanmaktan daha kötüdür.
2- Daha büyüğü olmadığı için hamd ediyorum.
Sıkıntı ne olursa olsun daha büyüğü olabilirdi. Veya onun yanında başka bir
sıkıntı da olabilirdi. Bir çocuğunu trafik kazasında kaybeden iki
çocuğunu da kaybedebilirdi.
3- Başımıza gelenlere sabredersek günahlarımıza
kefaret olur..."
İşlediğimiz günahların cezasını çekeceğiz; Rabbimiz
sevdiklerinin cezasını dünyada veriyor, dünyadaki kolay, sevmediklerininkini
ise ahirette bırakıyor...
Peygamberimiz (aleyhisselâm) bir zatı ziyarete
gider. Bakar ki adam bir deri, bir kemik kalmış. Sorar:
-Sen dua ederken ne diyorsun?
O da cevap verir:
-Ya Rabbi benim cezamı dünyada ver ahirete kalmasın,
diyorum. Bunun üzerine Resul-i Ekrem efendimiz buyurdu ki:
-Sen onun dünyadaki cezasına da dayanamazsın. Sen "Rabbena
atina..." duasını oku! Hem dünyada, hem ahirette iyilikler ihsan
olunmasını iste...
Hasta birkaç gün bu duayı okudu, iyileşti, namazlarını
camide cemaatle kılmaya başladı...
Bizler zayıf yaratıldık, o duayı
çok okuyalım...