"Şükür, nimeti değil, onu vereni görmektir"
17/10/2024 Perşembe Köşe yazarı V.T
"Dünyâdaki sermâyenize çok dikkat edin ve bilin ki âhiretteki
sermâyeniz de bu olacaktır."
Şihâbüddîn Ahmed hazretleri meşhûr velîlerdendir. Kudüs'te doğdu. Tasavvuf
yolunu, Şerîf Ali bin Meymûn ve onun talebesi, aynı zamanda halîfesi olan Şeyh
Muhammed bin Arâk'tan öğrendi. Talebe yetiştirmeye başlayan Şihâbüddîn'in
dergâhı, ilim taliplileri ile dolup taştı. 1561 (H.969) senesinde Kudüs'te
vefât etti. Bir sohbetinde şunları anlattı:
"Dünyâdaki sermâyenize çok dikkat edin ve bilin
ki âhiretteki sermâyeniz de bu olacaktır."
"Zühd; kalbi mal yerine, onu yaratanına
döndürmektir."
"Kim Allahü teâlâyı bilirse, gam ve keder içinde
olmaz."
"Eshâb-ı kirâma hürmet etmeyen kimse, Muhammed
aleyhisselâma îmân etmiş olmaz."
"Şükür; nîmeti değil, nîmeti vereni görmektir."
"Sevgi; zevkte şaşkınlık, saygıda ise
hayranlıktır."
"Allahü teâlâ, Dâvûd aleyhisselâma vahy gönderdi
ve (Ey Dâvûd! Zikrim zikredenlerin, Cennetim ibâdet edenlerin, kâfi olmaklığım
tevekkül edenlerin, nîmetimin çoğalması şükredenlerin, rahmetim iyi işler
yapanların, ünsiyetim müştakların ve ben, muhiblerime mahsûsum) buyurdu."
"Hürriyet, kalbin hür olmasından başka bir şey
değildir."
"Cehennemlik olmanın alâmeti; Allahü teâlânın
rızâsı için bir fakire bir parça ekmek vermemek. Fakat nefsin isteklerini
tatmin etmek için, bir ziyâfette yüz altın harcamaktır. Cennetlik olmanın
alâmeti ise bunun tam tersidir."
"Tasavvuf; tam olarak beş duyu organını
günahlardan korumak, her nefes veriş ve alışında günah işlememeye dikkat
etmektir."
"Bir şahıs ne zaman mürid olabilir?"
sorusuna şu cevâbı verdi: "Seferde ve hazarda hâli hep aynı olan kimsedir.
Yalnız olduğu zaman da, başkalarının yanında olduğu zaman da aynı davranışlar
içinde olandır."
"Avâm, zâhir temizliği için; havâs (seçilmiş büyük
zâtlar) ise bâtın temizliği için çalışır. Kıyâmet günü, dünyâda iken zâhir
temizliği için çalışıp, bâtınî temizliğe hiç ehemmiyet vermeyen kimseye Allahü
teâlâ sitem eder ve buyurur ki: Ey kulum! Senelerce insanların gördüğü yeri
yâni dışını temizledin. Benim nazar ettiğim yeri (kalbini, gönlünü) ise
temizlemek için bir ân uğraştın mı? Ömrünü nerelerde harcadın?"
“Zâhirî (dış) tahâret (temizlik),
abdest bozmakla gider. Bâtın (kalb) temizliği ise, Allah'tan gayrısını kalbe
getirmekle bozulur. Gönlünü Allahü teâlâdan başkasına verme. O'ndan başkasının
mührünü kalbine vurma!"