"Ey hayâsız, utanmıyor musun?"

18/04/2022 Pazartesi Köşe yazarı A.U

Bir gün Resûlullah Efendimizle Hazret-i Ebû Bekr birlikteyken yanlarına biri gelir.

Ve Resûlullaha hakâret eder.

Peygamberimiz sabreder.

Hazret-i Ebû Bekr, önce susar.

Ama sonra sinirlenip;

“Ey hayâsız! Utanmıyor musun? Allahın Resûlüne hakâret ediyorsun” der.

O vakit Resûlullah ayrılır oradan.

Hazret-i Sıddık üzülür yaptığına!

Resûlullahın yanına koşup;

“Yâ Resûlallah! Niçin ayrılıp da gittiniz?” diye sorar.

Efendimiz;

“Ey kardeşim! O bize hakâret ederken melekler bizimleydi ve ona (Sen öylesin!) derlerdi. Ama sen sinirlenip de cevap verince, melekler gitti. Şeytan geldi yerine” buyurur.

Hazret-i Sıddîk üzülür buna!

O günden îtibâren lüzumsuz konuşmamak için, taş koyardı ağzına.

● ● ●

Efendimiz, bâzı Eshâba;

“Namazı doğru kılmaya çok dikkat etmelidir. Kırâatte, rükûda, secdelerde, kavmede, celsede ve diğer yerlerinde

en iyi olarak yapmaya uğraşmalıdır” buyurdu.

Dinleyenler:

“Kavme ve celse nedir?” dediler.

Cevâbında;

“Kavme, rükûdan kalkınca dik durmak, celse de iki secde arasında oturmaktır” buyurdu.