"Bize düşen Rabbimizin rahmetini ummaktır..."
18/04/2022 Pazartesi Köşe yazarı V.T
"Eğer büyük
günâhlardan kaçınırsanız sizin küçük günahlarınızı örteriz." (Nisâ
sûresi: 31)
Ebü'l-Hattâb
Abdülvehhâb bin İbrâhim hazretleri evliyânın büyüklerindendir. Yemen'in Tariyye
beldesinde doğdu. 1029 (H. 420) senesinde vefât etti. Sâdık ve sâlih, güzel,
doğru rüyâlar görürdü. Bu yönüyle meşhûr oldu. Rüyâlarını anlattığı herkes,
merak ve gıpta ile imrenerek dinlerdi. Gördüğü rüyâlar onun fazîletini ve velî
olduğunu gösteren alâmetlerdi. Kendisi anlatır:
Bir cuma gecesi rüyâmda Peygamber “sallallahü aleyhi ve sellem” efendimizi
gördüm. Hürmetle huzûruna yaklaşıp; "Ey Allah'ın Resûlü! Ecelimin
yaklaştığını zannediyorum. Sizlerden şu gömleğimi mübârek bedeninize giymenizi
istirhâm ediyorum. Zîra bu gömleği bana kefen yapmaları için vasiyet edeceğim.
Ümit ederim ki Allahü teâlâ sizin giymeniz bereketiyle beni Cehennem ateşinden
korur" dedim. O sırada gömleğimi Resûlullah'ın üzerinde gördüm. Oradan
başka bir yere geçtiler. Bu sefer gömleğimi çıkarmışlardı. Mübârek sırtı
görünüyordu. Yaklaşıp, sarılarak öptüm. Resûlullah efendimiz de beni öptü.
Ağzıma mübârek ağzının suyundan koymasını istedim. İhsân etti. "Yâ
Resûlallah! Cennet-i âlâda beraber olmamız için duâ ediniz" dedim. Beni
göğsüne bastırarak kucakladı ve duâ etti. Ben de ona sarıldım. Bana yanında bulunan
birini göstererek, ona bir şeyler vermemi söyledi. Üzerimde bulunan parayı
çıkarıp; "Yâ Resûlallah! İki dinâr ve yirmi dirhemden başka bir şeyim
yok" dedim. O paraları gösterdiği kimseye verdim ve uyandım..."
Yine şöyle anlatır: Bir gece rüyâmda Resûlullah efendimizi gördüm. Bir
evdeydik. Efendimiz ayakta duruyorlardı. Başkaları da vardı. Ortada bir kandil
yanıyordu. Efendimize dönüp; "Yâ Resûlallah! Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde
meâlen; (Eğer büyük günâhlardan kaçınırsanız sizin küçük günahlarınızı örteriz.) [Nisâ
sûresi: 31] buyuruyor. Siz de mübârek hadîs-i şerîflerinizde; (Ümmetimden
büyük günâh işleyenler için olan şefâatimi sonraya bıraktım) buyurdunuz.
Allahü teâlâ küçük günâhlarımızı örtüyor, siz de âhirette büyük günahlarımız için
bize şefâatçi oluyorsunuz. Bu durumda bize düşen sadece Rabbimizin rahmetini
ummaktır" dedim. Bunun üzerine Resûlullah efendimiz "Evet
öyledir" buyurdu. Ben yine; "Yâ Resûlallah! Yine buyurdunuz ki:
(Arşın gölgesinden başka hiçbir gölgenin bulunmadığı ancak Arş'ın gölgesinin
olduğu yerde üç sınıf insan gölgelenir. Bu üç sınıf kimlerdir) dedim.
Resûlullah efendimiz; (Ümmetimden; gamı, üzüntüyü giderenler, benim yolumu ihyâ
edenler ve bana çok salevât-ı şerîfe okuyup ananlar) buyurdu."