İslamiyet, bozulmayan yegane hak dindir...

18/06/2019 Salı Köşe yazarı R.A

“Muhammed aleyhisselâm, bütün insanlara ve cinnîlere gönderilmiş hak Peygamberdir. Dîninin hükmü, kıyâmete kadar devâm edecektir."

 

 

Önce “Dîn”i, bir tarif edelim: “Dîn”: “Allahü teâlânın, insanları dünyâ ve âhirette rahat, huzur ve saadete (mutluluğa) kavuşturmak için, Peygamberleri vasıtasıyla bildirdiği yol, emirler ve yasaklardır.”

Allahü teâlâ, İslâmiyet hakkında, indirildiği günden bugüne kadar hiç değiştirilmemiş olan mukaddes kitâbı Kur'ân-ı kerîmde buyurdu ki (meâlen):

“Allah katında (makbul olan) dîn, şüphesiz İslâm'dır. Kendilerine kitap verilenler (Hıristiyânlar ve Yahûdîler)in anlaşmazlıkları ise, sırf kendilerine ilim geldikten (İslâm dînini bildikten) sonra, aralarındaki taşkınlık ve ihtirâstan (çekememezlik, kin ve düşmânlıktan) dolayıdır. Her kim, Allah'ın âyetlerini inkâr ederse, iyi bilsin ki, Allah, hesâbı çabuk görendir.” (Âl-i Imrân, 19)

“Kim, İslâm'dan başka bir dîn ararsa (İslâmiyetten başka bir dîne yönelirse), ondan bu dîn, asla kabul edilmeyecek ve o âhirette de, hüsrâna düşenlerden, (kaybedenlerden, zarar edenlerden, Cehennem’e gidenlerden) olacaktır.” (Âl-i Imrân, 85)

Cenâb-ı Hak, bir hadîs-i kudsîde de buyurmuştur ki:

“Size gönderdiğim İslâm dîninden râzıyım (yâni bu dîni kabul edenlerden, bu dînin emir ve yasaklarına tâbi olanlardan râzı olurum. Onları severim). Bu dînde olmak, ancak cömertlikle ve iyi huylu olmakla tamam olur. Dîninizin tamam olduğunu, her gün, bu ikisi ile belli ediniz.” (Taberânî)

Büyük âlim ve velîlerden Seyyid Abdülhakîm Arvâsî (rahimehullah) buyurmuştur ki: “Allahü teâlâ, ilk Peygamber Âdem aleyhisselâmdan beri, her bin senede bir Peygamber vâsıtası ile insanlara bir dîn göndermiştir; bu Peygamberlere Resûl denir. Her asırda, en temiz bir insanı Peygamber yaparak, bunlar ile dînleri kuvvetlendirmiştir; Resûllere tâbi olan bu Peygamberlere Nebî denir. Din işlerinde, âlimlerin sözleri muteberdir.”

Ulemâ ve evliyânın en büyüklerinden olan İmâm-ı Rabbânî Ahmed Fârûkî Serhendî (kuddise sirruh) da “Allahü teâlânın bildirdiği her dîn, iki kısımdır. Îtikâd (inanılacak husûslar) ve amel (yapılması ve kaçınılması gereken husûslar). Bunlardan îtikâd, her dînde aynıdır. Îtikâd, dînin aslı ve temelidir; dîn ağacının gövdesidir. Amel (iş) ise, ağacın dalları ve yaprakları gibidir” buyurmuştur.

Süleymân bin Cezâ isimli âlim de: “Muhammed aleyhisselâm, bütün insanlara ve cinnîlere gönderilmiş hak Peygamberdir. Dîninin hükmü, kıyâmete kadar devâm edecektir. Dîni, evvel gelen ve geçen Peygamberlerin dînlerinin bâzı hükümlerini neshetmiş, hükmünü kaldırmıştır” demiştir.

Son cümlelerimiz, İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin sözü olsun: “İki cihan saadetine kavuşmak, ancak ve yalnız, dünyâ ve âhiretin Efendisi olan Muhammed aleyhisselâma tâbi olmaya bağlıdır. O'na tâbi olmak için, îmân etmek ve dînimizin emir ve yasaklarını öğrenmek ve yapmak lâzımdır.”