"Ya onu öldürürüm, yâhut da ölürüm!”
18/09/2021 Cumartesi Köşe yazarı A.U
Hazret-i Talha gibi Resûlullahı
oklara karşı koruyan ve vücûdunu siper eden bir sahâbî de Hazret-i Ebû
Dücâne idi.
Efendimizin üzerine
eğiliyor.
Kendini ona siper
ediyordu.
Resûlullaha atılan
oklar onun sırtına çarpıp yere düşüyordu.
Azılı bir müşrik
vardı.
Bu bedbaht, Efendimizi
gördü.
Ve derhâl atını
mahmuzladı.
Tepeden tırnağa
(zırhlı) idi.
Avazı çıktığı kadar
bağırıp;
“Ben, Züheyr’in
oğluyum. Bana Muhammed'i gösterin. Ya onu öldürürüm, yâhut da ölürüm!” diye
haykırıyordu.
Âdeta kin kusuyordu!
Müminler onu gördüler.
Ve niyetini anladılar.
Ebû Dücâne, onun
sesini işitti.
Ve derhâl karşısına
çıkıp; “Gel ey kâfir! Ben vücûdumla Resûlullahın vücûdunu koruyan bir
kişiyim” dedi.
Sonra hızla kılıcını
kaldırdı.
Kâfirin atının
bacaklarına çaldı!
Müşrikin atı yere
çöktü.
Ebû Dücâne kılıcını
kaldırıp;
“Bu da Hareşe'nin
oğlundan!” diye bağırıp kâfirin başına çaldı.
Ve onu Cehenneme
gönderdi.
Efendimiz gördüler.
Pek çok sevindiler ve;
“Allahım! Hareşe’nin oğlundan (Ebû Dücane’den) ben nasıl râzıysam, Sen de râzı ol” diye duâ buyurdular...